19. Ceza Dairesi Esas No: 2016/8365 Karar No: 2017/10810
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/8365 Esas 2017/10810 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yargıtay 19. Ceza Dairesi, 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkum edilen bir sanığın temyiz isteğini inceledi. Daire, suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri değil toplum olduğunu belirterek, meslek birliklerinin şikayetçi olmasının da durumu değiştirmeyeceğine karar verdi. Ancak benzer bir eylem nedeniyle sanık hakkında açılan aynı suçtan bir dava daha olduğu tespit edildi ve bu dosyanın da incelenmesinin gerektiğine hükmedildi. Ayrıca gerekçeli kararda suç tarihinin hatalı yazıldığına dikkat çekilerek kararın bozulmasına karar verildi. Kararda geçen kanun maddeleri 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'dur.
19. Ceza Dairesi 2016/8365 E. , 2017/10810 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylem nedeniyle sanık hakkında; İstanbul Anadolu Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 16.04.2014 tarih ve 2013/716 Esas, 2014/491 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2016/8249 Esasında kayıtlı olan dava dosyasının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında; Anılan dosyanın incelenerek mümkün olması halinde birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, 2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 22.11.2012 yerine 21.11.2012 olarak yazılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.