1. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/6197 Karar No: 2009/6864
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/6197 Esas 2009/6864 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, 18.474 m2'lik taşınmazın kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakıldığını ve daha sonra işgalci olarak M... A... tarafından kullanıldığını ileri sürerek, Hazine lehine tescil isteminde bulunmuştur. Mahkeme, tescil şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Hazine arazının doğal sahibi olduğu ve tescil edilmemiş taşınmazların özel mülk olabileceği göz önünde bulundurulduğunda davanan kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: 3402 sayılı yasanın 17. ve 18. maddeleri, Türk Medeni Kanunu'nun 713 (eski 639) ve 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi.
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, çekişme konusu yaklaşık 18.474 m2’lik taşınmazın 1979 yılında yapılan kadastro çalışmalarında taşlık olması nedeniyle tespit dışı bırakıldığını, 2001 yılı itibarıyla taşların temizlenerek tarım arazisi niteliğine dönüştürüldüğünü ve işgalci sıfatıyla tasarrufta bulunan M... A.... ’a ecrimisil tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek, 3402 sayılı yasanın 17. ve 18. maddeleri gereğince tescil isteminde bulunmuştur. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacı hazine lehine tescil şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü Dava, 3402 Sayılı Yasanın 18.maddesinden kaynaklanan tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; Hazine arzın doğal sahibi olup, lehine zilyetlik koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin önemi yoktur.Ancak, nitelik itibariyle tescile tabi olmayan taşınmazlar ve özel mülk olabilecek taşınmazlar bakımından bir araştırma yapılması zorunludur. Öte yandan 3402 Sayılı Yasanın 18.maddesi, özel mülk niteliği taşıyan yada illerde bu niteliği kazanabilecek taşınmazlar ile ekonomik yarar sağlanabilecek taşınmazların Hazine adına tescilini olanaklı kılmıştır.Belirtilen yasa hükmü karşısında Hazine adına tescil isteklerinde Türk Medeni Kanununun 713 (eski 639) ve 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesinin uygulama yeri yoktur. Somut olaya gelince, çekişme konusu taşınmazın 1979 yılında tescil harici bırakıldığı ancak dava dışı M... A... ve babası tarafından imar ve ihyasının tamamlanarak tarım arazisi haline getirildiği anlaşılmaktadır. İmar ve ihyayı tamamlayan kişilerin varsa bir hakları eldeki davada taraf olmadıklarına göre her zaman Hazineden haklarını dava yoluyla isteyebilecekleri kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacı Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,15.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.