1. Hukuk Dairesi 2009/5006 E. , 2009/6863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ÇAT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2008
NUMARASI : 2006/168-2008/70
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, paydaşı olduğu 151 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 3.5 m2’lik bölümüne davalının duvar yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi,yıkım ve uygun miktarda ecrimisile karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava,çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 151 ada 11 nolu parselde davacının, dava dışı kişilerle birlikte paydaş olduğu, 151 ada 10 nolu parselin ise davalı adına kayıtlı bulunduğu, davalının çekişme konusu 11 nolu parselde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Çat Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/51 E. 2006/106 K. sayılı dava dosyasında davacı A... İ.... tarafından 10 nolu parselin kendisine ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasının kesin süreye riayet edilmemesi nedeniyle reddine karar verilerek kararın kesinleştiği ancak 2006/1 D.İş dosyasında yapılan tespit keşfinde davalı tarafından yapılan inşaatın davalıya ait olan 151 ada 10 nolu parsel içerisinde kaldığının tespit edildiği görülmektedir.Bilidiği üzere; HUMY"nın 237.maddesine göre maddi anlamda kesin hükümden söz edilebilmesi için, diğer bir anlatımla yeni açılan bir davaya karşı o davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olduğunun söylenebilmesi için, birinci dava ile ikinci davanın konusunun, taraflarının dava sebeplerinin aynı olması gerekir.
Bu unsurları taşıyan kesin bir hüküm bulunduğu hallerde, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanılarak ve aynı konuda bir dava açılamaz, açılırsa bu dava dinlenemez, kesin hükmün olumsuz dava şartlarından olması ve kamu düzeniyle ilgili olması sebebiyle dava şartı yokluğundan reddedilir.
Dava nedenlerinin ayniyet taşıyıp taşımadığına gelince;
Öğretide ve kararlılık kazanmış yargısal uygulamada benimsendiği üzere kesin hüküm bakımından dava nedeni, hukuki neden değil davacının davasını dayandırdığı vakıalardır. Davacı, mahkemeye hukuki sebep bildirmek zorunda olmayıp, isteği yönünden haklı olduğunu tahmin ettiği vakıaları iler sürmek durumundadır. Buna karşılık, davacının bildirdiği bu vakıalara uygulanacak hukuk kuralını bulmak ve uygulamak, diğer bir anlatımla bu vakıaların hukuki mahiyetini, yanı hukuki sebebini tayin etmek yasaları re"sen uygulamakla yükümlü olan hakime düşen bir görevdir. Bu bakımdan, davacının bildirdiği hukuki bebep hakimi bağlamaz. Bağlayıcı olan ileri sürülen vakıalardır.
Somut olaya gelince, Çat Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/51 E.2006/106K.sayılı dava dosyasının konusu ve dava sebepleri farklı olduğundan keza 2006/1 D. İş dosyası da delil tespiti mahiyetinde olup eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturmayacakları kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken kesin hükmün varlığından sözedilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMY."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,15.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.