Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13468
Karar No: 2016/6558
Karar Tarihi: 25.04.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/13468 Esas 2016/6558 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/13468 E.  ,  2016/6558 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul edilmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacının, 29.03.1991 varide tarihli giriş bildirgesi ile 22.06.1987 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tescil edildiği, 22.06.1987-19.11.1991, 04.03.1997-30.12.1997 ve 16.03.2000-30.06.2010 tarihleri arası vergi kaydının, 02.03.2004-07.02.2008 tarihleri arası oda kaydının ve 22.09.2006-26.02.2014 tarihleri arası sicil kaydının bulunduğu, Kurumca 14.04.2014 tarihine kadar 22.06.1987-30.06.2010 tarihleri arası sigortalı kabul ediliyorken, aynı tarihli kurum işlemi ile 22.06.1987-19.11.1991, 04.03.1997-30.12.1997 ve 16.03.2001-30.06.2010 tarihleri arası olacak şekilde sigortalılığın güncellendiği, Kurumdan gelen yazı cevabına göre, 19.11.1991-03.03.1997 tarihleri arası sigortalılık süresi için primlerini 1997 affı ile ödediği anlaşılmaktadır. Davacı iş bu dava Kurum tarafından sigortalılığı iptal edilen sürelerde 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul edilmesi gerektiğinin tespitini istemiş, Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde, 19.11.1991-03.03.1997 ve 30.12.1997-16.03.2001 tarihleri arası 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
    Dava konusu uyuşmazlık, davacının vergi, oda veya sicil kaydı olmayan 20.11.1991-03.03.1997 ve 31.12.1997-16.03.2001 tarihleri arasındaki dönemde 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 öncesi uyuşmazlık süresi ile ilgili olarak davanın yasal dayanaklarından olan ve 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24’üncü ve 25’inci maddelerinde kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler, meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya
    başladıkları tarihten itibaren zorunlu sigortalı sayılmış iken, anılan maddelerde 2229 sayılı Kanun ile yapılan ve 04.05.1979 günü yürürlüğe giren değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, kendi adına ve hesabına çalışma olgusu sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir. Daha sonra, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunla değişik 1479 sayılı Kanunun 24’üncü maddesinin (1) numaralı bendinin (a) ve (h) fıkralarında, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların zorunlu sigortalı kabul edilebilmesi için, esnaf ve sanatkârlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar yönünden vergi kaydı, gelir vergisinden bağışık olanlar yönünden kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunma koşulu getirilmiş; anılan madde 22.03.1985 günü yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla bir kez daha değiştirilip kapsam genişletilerek, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar (vergi kaydı bulunanlar) veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı olanlar zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş, anılan düzenleme 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur. 4956 sayılı Kanunun 14’üncü maddesiyle değiştirilen hükümle zorunlu sigortalılık kapsamına yalnızca, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar alınmış, gelir vergisinden bağışık tutulanlar yönünden ise Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte aynı zamanda kanunla kurulu meslek kuruluşuna yöntemince kayıtlı bulunma koşulları getirilmiştir.
    1479 sayılı Kanunda, 506 sayılı Kanunun 79. maddesine paralel geçmişe yönelik sigortalılık tesciline imkan veren yasal düzenleme bulunmadığından anılan sigortalılık niteliğine sahip olunmadığı döneme ait prim borçlarının daha sonraki tarihlerde Kurumca hatalı olarak geriye dönük tahsil edilmesi de ilgiliye zorunlu sigortalılık hakkı kazandırmaz. Ancak ödemelerin icra takibi sonucu gerçekleştiği veya 06.03.1992 günü yürürlüğe giren 3780 sayılı Kanun ile 16.05.1997 tarihinde yürürlüğe giren 4247 sayılı Kanun hükümleri (af) kapsamında yatırıldığı hallerde, Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralları çerçevesinde, Kurumun geçmişe yönelik prim borçlarını tahsil edip uzun süre nemalandırmasından sonra, anılan döneme yönelik sigortalılığın iptalinin iyiniyetle bağdaşmayacağı gözetilerek, geçmişe yönelik prim ödemelerinin kapsadığı sürenin isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak kabulü gerekir.
    Somut olayda; Kurum yazısında davacının 4247 sayılı Yasa (1997 affı)kapsamında 19.11.1991-03.03.1997 tarihleri arasındaki primleri ödediği belirtildiğinden, bu dönem yönünden 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı sayılabileceğinden mahkeme kararı yerindedir. Dava konusu 31.12.1997-16.03.2001 tarihleri arası dönem yönünden ise 4247 sayılı Yasa kapsamında yaptığı prim ödemeleri ve 04.03.1997-30.12.1997 tarihleri arası zorunlu sigortalı olduğu döneme ilişkin prim ödemeleri dışında ilk prim ödemesini takip eden ay başından itibaren prim ödemelerinin karşıladığı süre kadar isteğe bağlı sigortalı kabul edilebileceği dikkate alınmalıdır. Ayrıca, İB formunda davacının vergi kaydı 16.03.2001 tarihinde başladığı bildirilmiş ise de vergi dairesinden gelen cevapta
    16.03.2000 tarihinde başladığı belirtilmektedir. Bu nedenle 16.03.2000 -16.03.2001 tarihleri arası dönem yönünden davacının vergi kaydı olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu dönemde 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı kabul edilebileceği nazara alınmalıdır.
    Yine Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi