Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/6353 Esas 2009/6841 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/6353
Karar No: 2009/6841

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/6353 Esas 2009/6841 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalılara ait olan parselin kıyı-kenar çizgisi içinde kaldığını ve özel mülkiyete konu olamayacağını iddia ederek tapunun iptalini ve terkini istemiştir. Davalılar ise kadastro tespitinin 1957 yılında yapıldığını ve davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dosya incelendiğinde, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 1957 yılında yapıldığı ve davayı açan tarafın hak düşürücü süresinin geçtiği tespit edilmiştir. Bu nedenle dava reddedilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri 3402 Sayılı Kadastro Yasası'nın 16/C maddesi, 5841 Sayılı Yasa'nın 2. maddesi ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. madde.
1. Hukuk Dairesi         2009/6353 E.  ,  2009/6841 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : TİREBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 21/02/2008
    NUMARASI : 2004/234-2008/40

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, mülkiyeti davalılara ait .parsel sayılı taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığını, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, özel mülke konu olamayacağını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın kıyıda kalan bölümünün tapusunun iptali ile terkini isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 1957 yılında yapıldığını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Ülkü Akdoğan"ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.   
     
    Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin kütükten terkini isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın ifraz öncesi 569 parsel olarak tescil edildiği, kadastro tespitinin 07.05.1957 tarihinde kesinleştiği ve davanın 29.08.2004 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Her nekadar, nizalı taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içinde kalan bölümü devletin hüküm ve tasarrufu altında ve kamu malı niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak (Anayasanın 43, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi gereğince) yerlerden olduğu keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009 tarihinde kabul edilip, 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen "bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmasızın uygulanır" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesinin " bu kanunun 12. maddesinin 3. fıkrası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" şeklindeki hükmü gözetildiğinde kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olan 8.10.1957 ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir.
    Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarih, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan, yürürlüğe konulan hükümler kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan ve re"sen gözetilmesi gerektiğinden somut olayda, aleyhe bozma yasağı ilkesinin de uygulanma yeri bulunmadığı izahtan varestedir.Hal böyle olunca; yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gözetilerek davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    Öyleyse, davalıların temyiz itirazlarının belirtilen nedenlerle kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   15.06.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     


     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.