Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1883
Karar No: 2015/11640

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/1883 Esas 2015/11640 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/1883 E.  ,  2015/11640 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi
    TARİHİ : 15/09/2014
    NUMARASI : 2013/263-2014/403

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı Ü.. D.., 05.07.2010 günlü dilekçesiyle, kendisinin kullanımında olan taşınmazın yüzölçümünün daha fazla olduğu gözetilmeden, 3402 sayılı Kanunun Ek - 4/3. maddesine göre, Beldibi köyü 440 sayılı parselden ifrazen, 986 parsel sayısıyla ve 1056 m2 yüzölçümünde tarla niteliğiyle H.. H.. adına tescil edilip, beyanlar hanesine taşınmazın kendisinin kullanımında olduğu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulamasıyla H.. H.. adına orman sınırları dışına çıkarıldığının yazıldığı, kendi kullanımındaki taşınmazın bir bölümünün ise 986 parsel dışında tutularak, orman sınırları içinde bırakıldığı iddiasıyla, bu işlemin iptalini, orman sınırının kendisinin zilyet ettiği taşınmazın sınırından geçecek biçimde belirlenmesini istemiştir.
    Mahkemece, idareyi 2/B uygulaması yapmaya zorlayacak dava açılamayacağı gibi, orman sınırları içinde kalan bir yerin 2/B uygulamasıyla ancak H.. H.. adına orman sınırları dışına çıkarılabileceği, gerçek kişilerin 2/B uygulaması istemekte hukuki yararının bulunmadığı, devlet ormanlarının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği, ormanlar üzerindeki zilyetliğin hukuki değerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/04/2011 gün ve 686 - 5185 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Çekişmeli 440 parsel sayılı 6336 m2 yüzölçümündeki tarla nitelikli taşınmaz 19.07.1983 tarihinde 766 sayılı Kanunun 46/2 maddesi gereğince H.. H.. adına tesbit ve tapuya tescil edilmiş, beyanlar hanesine üzerindeki betonarme evin Süleyman oğlu İsmail Dayısı’ya ait olup bu şahsın zilyetliğinde olduğu yazılmış, 440 sayılı parselin sayfası 23.02.2010 tarihinde 982 ilâ 987 parsellere ifraz edilmesi sebebiyle kapatılmış, 440 parselden müfrez 986 parsel sayılı 1056 m2 yüzölçümündeki taşınmaz H.. H.. adına tapuya tescil edilmiş, beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulamasıyla H.. H.. adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve Ü.. D.. kullanımında olduğu yazılmıştır.
    Mahkemece başkaca bir araştırma ve keşif yapılmadan, dava, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeki bir bölüm taşınmazın 2/B uygulamasıyla H.. H.. adına orman sınırları dışına çıkarılması istemi olarak algılanmış, bu işlem sadece H.. H.. adına yapılabileceğinden, böyle bir davada gerçek kişinin hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, dava aslında 2/B uygulamasıyla H.. H.. adına orman sınırları dışına çıkarılan yer olarak 440 parsel sayısı ile H.. H.. adına tapuda kayıtlı taşınmazın 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek- 4. madde hükmüne göre yapılan ifraz işlemi sırasında, kendi kullanımındaki 986 sayılı parselin dışında bırakılmasına itiraza ilişkin olup, mahkemece bu iddianın doğruluğu araştırılmamıştır.
    5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen EK 4/1. madde gereğince “ 6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca H.. H.. adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiilî kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak H.. H.. adına tescil edilebileceği gibi, Ek - 4/4. madde gereğince H.. H.. adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, daha öncesi tescil edilmiş olduğuna bakılmaksızın Maliye Bakanlığının talebi üzerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce fiilî kullanım durumları dikkate alınmak suretiyle ifraz ve/veya tevhit de yapılabilir. Bu işlemler sırasında, orman ve kadastro haritalarında tespit edilen fenni hatalar, yukarıdaki üçüncü fıkrada belirtilen usul ve esaslara göre düzeltilir.” Yani taşınmazların kullanım durumuna göre ifrazı yeni bir kadastro yoluyla olabileceği gibi, hiç kadastro tesbit tutanağı düzenlenmeden, kullanımın durumuna göre yapılacak ifraz ile de mümkündür.
    Sözü edilen işlem Kadastro Kanununda tanımını bulan bir kadastro işlemi olup, bu işlemin iptali istemiyle açılan davalarda görev Kadastro Mahkemesine aittir.
    Kullanım durumuna göre gerek kadastro gerekse ifraz işleminden önce, 3402 sayılı Kanununun 4/3. maddesi gereğince; “… orman ve H.. H.. adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin sınır nokta ve hatları; orman kadastro tutanakları esas alınmak suretiyle O.. M..nce görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi ya da orman mühendisinin iştirak ettirildiği kadastro ekibince zemine aplike edilir. Bu çalışmalar sırasında kadastro veya orman haritalarında düzeltmeyi gerektiren tutanak, pafta ve zemin uyumsuzluğunun tespiti halinde, yukarıda oluşturulan kadastro ekibince teknik mevzuata uygun hale getirilir. Bu çalışmalara kadastro kontrol mühendisi de iştirak ettirilir. Çalışma sonucunda bir zabıt düzenlenir ve bu zabıt ekip görevlileri ile kontrol mühendisi tarafından birlikte imzalanır. Düzeltme işlemleri, orman mevzuatı ile tapu ve kadastro mevzuatına göre yapılmış ve bu Kanuna göre yapılacak askı ilanı ile de ilan ve tebliğ edilmiş sayılır.
    O halde; mahkemece çekişmeli parselin bulunduğu yerde yapıldığı anlaşılan orman kadastrosu, 2/B uygulaması, aplikasyon ve 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesine göre Orman Yönetimince görevlendirilen ekip tarafından yapılan çalışmalara ilişkin tüm tutanak ve haritalar ile çekişmeli parselin ifrazdan önceki ve ifrazdan sonraki haliyle ilgili kadastro paftaları ve ifraz krokileri getirtilmeli, daha sonra bir orman yüksek mühendisi, bir ziraat uzmanı bilirkişi, bir harita mühendisi ve bir fen elemanı bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak keşif ve incelemede yöreye ait orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B uygulaması, 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesine göre Orman Yönetimince görevlendirilen ekip tarafından yapılan çalışmalara ilişkin tüm tutanak ve haritalar, kadastro paftaları, ifrazdan önceki haliyle parsel krokileri yöntemince uygulanmalı, 440 sayılı parselin hangi bölümünün davacı tarafından kullanıldığı yönünde yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanlarına başvurulmalı, davacının kullandığı yer krokisinde ve paftasında işaret ettirilmeli, bu yerin davacının kullanımında olduğu belirlenen 986 sayılı parselin dışında kalıp kalmadığı saptanmalı, davacının kullanımında; ancak 986 sayılı parselin çap krokisi sınırları dışında olduğu belirlenecek olursa, davanın bu yere ilişkin olduğu dikkate alınarak, bilirkişilere bu yerin orman sınır hattı ile irtibatlı, Orman Yönetimince görevlendirilen ekibin 3402 sayılı Kanunun Ek 4/3. maddesine göre yapılan çalışma sonucunda kullanım durumuna göre ifrazı yapılacak yer olarak belirlenen alanlara, ifrazdan önceki 440 ve 986 sayılı parsellere göre konumunu gösteren müşterek imzalı ve ayrı renklerle işaretli birleşik kroki düzenlettirilmeli, dava konusu yerin toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü, çevresi incelenmeli, 6831 sayılı Kanunun 11/5. maddesi gereğince tekrar ormana ithal edilecek yerlerder ve fiili kullanıma olanak veren yerlerden olup olmadığı yönünde orman bilirkişi ve ziraat uzmanı bilirkişiden görüş alınmalı, davacının kullanımında olduğu halde, 986 sayılı parselin çap krokisi
    sınırları dışında bırakılan ve ifrazen davacı dışında başka kişilerin kullanımında olduğu yazılarak H.. H.. adına tescil edilen yer olduğu belirlendiği takdirde, davacı tarafa davasını bu kişiye yönlendirmesi için olanak tanınmalı, davanın yaygınlaştırılması halinde, davalı tarafın savunması ve delilleri sorulmalı, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde bırakılan taşınmazların, 2/B uygulamasıyla H.. H.. adına orman sınırları dışına çıkarılması yönündeki davaların dinlenemeyeceği, çünkü, 2/B uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarma işlemi sadece H.. H.. adına olabileceğinden, gerçek kişilerin 2/B uygulaması yapılmasını istemekte hukuki yararının bulunmadığı da gözetilerek oluşacak sonucu göre bir karar verilmelidir." denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, çekişmeli (A) harfi ile işaretli 316,45 m2 taşınmazın kesinleşmiş orman sınırı içinde kaldığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, 2/B uygulamasıyla H.. H.. adına orman sınırları dışına çıkarma işlemi kesinleşerek tapuya bu nitelikte H.. H.. adına kayıtlı taşınmazın, 3402 sayılı Kanununun Ek - 4. maddesinin üçüncü fıkrasına göre yapılan ifraz işlemine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi bulunmaktadır. Daha sonra 1974 yılında yapılıp kesinleşen 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1988 yılında yapılıp 14.02.1988 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, orman kadastrosu yapılmamış yerlerin kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
    Hükmüne uyulan bozma ilâmına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesine göre müteselsilen sorumlu olan davalılar aleyhine açılan ve reddedilen davada, red sebebi ortak olan davalıların tümü aleyhine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, Orman Yönetimi ve H.. H.. vekilleri lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hükmün 3. paragrafının hükümden çıkarılarak, yerine "Davalı Orman Yönetimi ve H.. H.. kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden 250.- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine" ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesi gereğince düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/11/2015 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi