1. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/4063 Karar No: 2009/6729 Karar Tarihi: 11.6.2009
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/4063 Esas 2009/6729 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, miras bırakanın mal kaçırmak ve saklı payı ihlal kastıyla davalıya taşınmazları hibe ettiğini ileri sürerek tenkis talebinde bulunmuştur. Ancak mahkeme, hibe edilen taşınmazların intifa haklarının muriste kalmak kaydıyla temlik edildiğini ve saklı payın zedelenmediğini gerekçe göstererek davayı reddetmiştir. Temyize gidilen davada ise, verilen kararın yanılgılı olduğu belirtilmiştir. İlgili kanun maddeleri Türk Medeni Kanunu'nun 560-571. maddeleridir ve tenkis hükümleriyle ilgilidir. Mahkeme, yanlış hesaplama yaparak davayı reddedince karar bozulmuştur. Kanuna göre, hesaplamalar doğru şekilde yapılmalı ve saklı payın zedelenip zedelenmediği değerlendirilmelidir.
Taraflar arasında görülen davada; Davacı,miras bırakanın mal kaçırmak ve saklı payı ihlal kastıyla ... parsel sayılı taşınmazın 1/2 payı ile 1210 parsel sayılı taşınmazı davalıya hibe suretiyle temlik ettiğini ileri sürüp saklı payı aşan temlikin tenkisi suretiyle 30.000.-YTL.nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı,davanın zaman aşımı süresinde açılmadığını,dava konusu taşınmazların intifa hakkı muriste kalacak şekilde temlike konu edildiğini,tenkise tabi bir tasarruf bulunmadığını, murisin davacıya da taşınmaz temlik ettiğini,davacının saklı payının zedelenmediğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,çekişme konusu taşınmazların davalıya temliki ile davacının saklı payının zedelenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı ve davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla,tetkik hakimi Emine Solmazlar’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakanın çekişme konusu 1210 parseli ve 1814 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının intifa hakları üzerinde kalmak kaydıyla çıplak mülkiyetini davalıya hibe suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır. Davacı, anılan temlikin mal kaçırmak ve saklı payını ihlal kastıyla yapıldığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Bilindiği gibi, murisin bağış akdine konu ettiği taşınmazlar yönünden Türk Medeni Kanununun 560-571. maddeleri gereğince koşulları oluştuğunda tenkis hükümlerinin uygulanması gerekeceğinde kuşku yoktur. Ne varki, mahkemece tenkisle ilgili hesap ve değerlendirme yapılırken yanılgıya düşüldüğü görülmektedir. Somut olayda, murisin davacıya satış yoluyla temlik ettiği taşınmazlar bakımından açılmış bir dava bulunmadığına göre, bu satışların gerçek nitelikte olduğu ve miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle terekeden çıktığı gözetildiğinde tenkis hesabına dahil edilememesi gerekir. Bu durumda, yanlara yapılan bağışlar ve tereke mevcudu dikkate alınarak, tenkisle ilgili olarak 18.03.2008 tarihli bilirkişi raporunda (d) bendinde belirtilen hesap biçiminin hükme esas alınması gerekeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; tenkise ilişkin anılan bilirkişi raporunun (d) bendinde belirlenen hesap esas alınmak suretiyle gözönüne alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, kabule göre de dava reddedildiğine göre dava değeri üzerinden nispi avukatlık parasının hüküm altına alınması gerekirken maktu ücreti vekalet takdiri de isabetsizdir. Tarafların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.