Esas No: 2022/4886
Karar No: 2022/5433
Karar Tarihi: 05.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/4886 Esas 2022/5433 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen bir karar istinaf edildi. İstinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi kararı Yargıtay'a temyiz edildi. Davada, şirketin ihyası ile ek tasfiye işlemlerinin yapılması talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesi, açılan davaların hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi de temyiz talebini reddetmiştir. İlgili hususlar TTK'nın 547, 353/b-1, 370/1, ve 372. maddelerine göre değerlendirilmiştir.
TTK'nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin usulsüz şekilde yapılması halinde mahkemece atanacak tasfiye memuru ile ek tasfiye yapılacağı ön görülmüştür.
HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca karar onanmıştır.
HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bakiye 80,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına karar verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16.12.2021 tarih ve 2021/750 E- 2021/1142 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.05.2022 tarih ve 2022/868 E- 2022/639 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl ve birleşen davada; müvekkilinin ortağı olduğu ...Birey Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti.’nin 23.05.2011 tarihinde tasfiyesine karar verilerek, tasfiye işlemlerinin 30.11.2012 tarihinde sona erdiğini, şirketin tasfiye sürecindeyken açılmış davalar bulunduğunu, davaların tasfiye kararı alındığı tarihte reddedildiğini, daha sonra Yargıtay bozması üzerine tasfiye kararından sonra şirket yönünden de davaların kabulüne karar verildiğini, verilen bu kararlardan sonra tasfiye memuru ve şirket ortaklarının şahsi sorumluluğundan kaynaklı davalar açıldığını, bu davalarda alınan bilirkişi raporunda tasfiyenin usulüne uygun yapılmadığına ilişkin görüş bildirildiğini, TTK'nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin usulsüz şekilde yapılması halinde mahkemece atanacak tasfiye memuru ile ek tasfiye yapılacağının ön görüldüğünü, birleşen dava davalısının tasfiye memuru ve yasal hasım olduğunu ileri sürerek, şirketin ihyası ile ek tasfiye işlemlerinin yapılmasını talep etmiştir.
Asıl davalı Kurum vekili, mevzuat kapsamında işlem yapıldığını, yasal hasım olan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı tasfiye memuru davaya cevap vermemiştir.
Davalı Sicil Müdürlüğü yanında feri müdahil olan Zuhal Yarış vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; asıl ve birleşen dava davacısının ihyası istenen şirketin münferiden ortağı ve münferiden yetkilisi olduğunu, ihyası istenen şirketin tasfiye işlemlerinin 30.11.2012 tarihinde tamamlanıp 06.12.2012 tarihinde de Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, davacı hakkında Bakırköy 7 Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında sorumluluk davası açıldığı, davacı tarafın davalı olduğu Bakırköy 7 Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında tasfiye işlemlerinin usule uygun yapılmadığı tespiti nedeniyle bu davayı açtığı, dayanak olarak gösterdiği davalarda davacının, taraf olmadığı, davacının tasfiye edilerek terkin edilen şirkete ilişkin alacak talebinin bulunmadığı, tasfiyenin usule uygun olarak yapılıp yapılmadığının sorumluluk davasının konusu olabileceği, ek tasfiye ile bu sonuca ulaşmanın mümkün olmadığı, asıl ve birleşen dava davacısının bu davaların açılmasında hukuki yararının olmadığı, hukuki yararın dava şartı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen dosyalar yönünden açılan davaların hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen dava davacısı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, tasfiyesi tamamlanan ve ihyası istenen şirketin bir mal varlığı bulunmadığı gibi şirkete karşı açılmış bir dava veya takipten söz edilmediği, şirket alacaklıları, şirket ortakları ve tasfiye memuruna karşı sorumluluk ve tazminat davası açıldığı, şirkete karşı yöneltilmiş bir dava bulunmadığı, şirketin ihyasında davacının hukuki yararı bulunmadığına ilişkin mahkeme gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesi ile asıl ve birleşen dava davacısı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 80,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 05/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.