Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15535 Esas 2020/3990 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15535
Karar No: 2020/3990
Karar Tarihi: 24.06.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15535 Esas 2020/3990 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/15535 E.  ,  2020/3990 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.12.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, davalı ile kardeş olduklarını, babalarının 03/05/2012 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçıların kaldığını, babalarının vefat etmeden önce 482,581 ve 588 parsel sayılı taşınmazları çocuklarına pay etmek üzere sattığını, ancak satışı haber alan davalının satıştan alınan tüm parayı ev yaptırma bahanesiyle babalarından kendi bilgileri dahilinde ödünç olarak aldığını, sonrasında babalarının söz konusu parayı kardeşler arasında paylaştırmak üzere davalıdan istediğini, ancak davalının parayı geri vermediğini, ancak tüm olan bitenlere rağmen babalarının ölümünden sonra davalının kardeşlerine herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle hakları olan arazi satış parası ile yapılmış olan binanın tapusunun iptal edilerek mirasçılar adına tapuya tescilinin yapılmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davacının tapu iptali ve tescili isteminin yasal koşullarının oluşmadığını, davacının mirastan pay almak için mirasın tenkisi davası açmak yerine bu davayı açması nedeniyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, TMK 640. maddesi gereğince birden çok mirasçı bulunması halinde mirasın geçmesi ile birlikte paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki tüm hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana geldiğini, mirasçıların terekeye el birliği ile sahip olduklarını ve sözleşme veya kanundan doğan temsil yada yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf edeceklerini, aynı yasanın 701 ve devamı maddeleri gereğince terekenin el birliği mülkiyetine tabi olduğunu, bu nedenle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığının olduğunu, bu hükümler uyarınca mirası bırakandan kalan haklara mirasçılardan her birinin tek başına sahip olmadığını, davanın tüm mirasçılar tarafından açılması gerektiğini, ayrıca dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının iptal ve tescilini istediği tapunun dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu, davalıya husumet yöneltemeyeceği anlaşılmış olmakla davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    HMK’nın 33. maddesi gereğince bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme görevi hakime aittir. Dava dilekçesi ve yargılama sırasında davacı vekili tarafından yapılan açıklamalara ve dosya kapsamına göre davacı murisin verdiği para ile yapılan 5 katlı binanın bulunduğu ve davalı adına kayıtlı olduğu iddia edilen 90 parsel sayılı taşınmaz tapusunun iptali ile mirasçılar adına tescili istemine ilişkin ise de anlatılan olaylardan davanın hukuki sebebinin mirasta denkleştirme olduğu ve bu nedenle mirasta denkleştirme hükümleri içinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu nedenle bu kapsamda taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.