4. Ceza Dairesi 2018/2641 E. , 2018/7347 K.
"İçtihat Metni"
Basit tehdit suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2. cümle, 62/2 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/05/2017 tarihli ve 2016/20 esas, 2017/350 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 28/02/2018 gün ve 94660652-105-34-12300-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/03/2018 gün ve 2018/18800 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 18/12/2015 tarihli iddianamesi ile 106/1-1. cümlesi gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, suç tarihi itibariyle sanığın üzerine atılı suç bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesi ile düzenleme altına alınmış olan uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla sanık ve katılanın da soruşturma aşamasında uzlaşmak istemediklerine dair beyanlarının hüküm ifade etmediği, Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/05/2017 tarihli kararı ile sanığın eyleminin basit tehdit suçunu oluşturduğu kabul edilmiş olmakla, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilerek, uzlaştırma işleminin sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Basit tehdit suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2. cümle, 62/2 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/05/2017 tarihli ve 2016/20 esas, 2017/350 sayılı kararının, dosya kapsamına göre, sanık hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 18/12/2015 tarihli iddianamesi ile 106/1-1. cümlesi gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, suç tarihi itibariyle sanığın üzerine atılı suç bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesi ile düzenleme altına alınmış olan uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla sanık ve katılanın da soruşturma aşamasında uzlaşmak istemediklerine dair beyanlarının hüküm ifade etmediği, Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/05/2017 tarihli kararı ile sanığın eyleminin basit tehdit suçunu oluşturduğu kabul edilmiş olmakla, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilerek, uzlaştırma işleminin sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Tehdit suçundan sanık ... hakkında, 6763 sayılı Yasa uyarınca uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
III-Hukuksal Değerlendirme:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklinde düzenleme karşısında, kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06/12/2016 tarihli, 2014/13-194 esas ve 2016/466 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK"nın ""zaman bakımından uygulama"" başlığını taşıyan 7. maddesinin 2. fıkrasındaki ""suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanıp, infaz olunacağına""na dair düzenleme ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun ""Mahkûmiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında duraksama başlığını"" taşıyan 98/1. maddesinde ""Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir."" amir hükmü uyarınca, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir.Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık(madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.
Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile "ibaresi madde metninden çıkarılmış, 09/07/2009 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 8. maddesiyle fıkraya eklenen ikinci cümlesinde yer alan "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz" şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.
Uzlaştırma CMK"nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde" (1)Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır. " denilmiştir.
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
İncelenen dosyada;
Sanık ..."in katılan Derya Kılınç Altuntaş"a yönelik 01/11/2015 tarihindeki tehdit eylemi nedeniyle yürütülen hazırlık soruşturması sırasında, sanık ve katılanın uzlaşma teklifini kabul etmedikleri, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 18/12/2015 tarihinde sanığın TCK"nın 106/1-2. cümlesi gereğince yargılanıp cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, yargılama sırasında 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"un 253 ve 254. maddelerinde değişiklik yapıldığı, TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı, mahkeme tarafından herhangi bir uzlaştırma işleminin yapılmadığı, yargılama neticesinde Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/05/2017 tarihli ve 2016/20 esas, 2017/350 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 106/1-2. cümle, 62/2 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, cezanın türü ve miktarı itibariyle hükmün kesin nitelikte olduğu, Cumhuriyet başsavcılığı tarafından uzlaştırma yapılıp yapılmadığı hususunda ek karar talep edildiği, anılan mahkemenin 26/09/2017 tarihli ek kararıyla infazın durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Hazırlık aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından ..."in tehdit eylemi, TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamında değerlendirilmiş ve bu madde uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır. TCK"nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun, suç tarihi itibariyle uzlaştırma kapsamında bulunmaması nedeniyle hazırlık aşmasında katılan ve sanığa yapılan uzlaştırma teklifi hukuki değerden yoksundur. 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"un 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde sanık ..."e yükletilen TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçu uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Bu açıklamalar karşısında; 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"un 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde sanığa yükletilen TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı ve uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesinin gerektiği gözetilmeden, uzlaştırma işlemleri uygulanmaksızın sanığın TCK"nın 106/1-2. cümle, 62/2 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/05/2017 tarihli ve 2016/20 esas, 2017/350 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/05/2017 tarihli ve 2016/20 esas, 2017/350 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 13/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.