10. Hukuk Dairesi 2016/4774 E. , 2016/6540 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ve Fer"i müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, Kocaeli Deftardarlığı nezdinde 09/10/1989 ile 17/10/1989 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı ... Kocaeli Defterdarlığının resmi bir kurum olması ve davacı ile imzalanan 16/10/1989 tarihli hizmet akdiyle, iş sözleşmesi ile ilgili düzenlenen fesih yazısının da resmi nitelikte bulunması sebebiyle davacının 16/10/1989 tarihinde ... Kocaeli Defterdarlığı"nda “1” gün süreyle çalıştığının tespitine karar vermiştir.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesidir. Anılan maddenin 10’uncu fıkrası (eski 8) hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen veya Kurumca tespit edilemeyen çalışmaların, sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesi amacıyla açılacak davaların, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde açılması gerekir. 506 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte beş yıl olan hak düşürücü süre 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunla on yıla çıkarılmış, ancak 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunla tekrar beş yıla indirilmiştir.
Söz konusu hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında aynı işverenin
değişik işyerlerinde dahi olsa kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.
Hak düşürücü sürenin geçip geçmediğine ilişkin değerlendirmede, işyerinin bir kamu kuruluşu olup olmadığı önem taşımaz. Ancak, hizmetlerin geçtiği ileri sürülen işyerinin bir kamu kuruluşu olması durumunda; kamu kurumunda çalışanların hizmetlerinin kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıl olduğundan, işveren kamu kurumu tarafından düzenlenen resmi kayıt ve belgelerle davacıdan sigorta primi kesintisi yapılmış olduğunun anlaşılması halinde, söz konusu belgelerin ve kesilen primlerin Kuruma (...) intikal ettirilmemiş olsa bile, artık hak düşürücü süre uygulanmamalıdır (HGK; 16.06.2008 gün ve 2008/21-429 E. – 2008/437 K.).
Somut olayda; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Davaya konu döneme ilişkin, davacının hizmetlerini bildirir işe giriş bildirgesi ya da dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerden herhangi birinin davalı Kuruma verilmediği, davacı çalışmalarının Kurum tarafından tespit de edilemediği ve işyerinin kamu kuruluşu niteliğinde olduğu sabittir. Dosya kapsamındaki belgelerden davaya konu çalışmanın geçtiği iddia edilen Kocaeli Defterdarlığı tarafından davacıya yapılan ödemelerden herhangi bir prim kesintisi yapılıp yapılmadığı dosya kapsamından da anlaşılamamaktadır. Bu nedenle Mahkemece, davacıya yapılan ödemelere ilişkin varsa tüm belgeler getirtilerek, davaya konu dönemlerde prim kesintisi yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılmak suretiyle, davacının fiili çalışmalarının varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri belirlenmeli, hak düşürücü sürenin kesilmesini gerektirecek yönetmelikte düzenlenen bir belgenin bulunmaması halinde davanın reddini gerekeceği hususunun göz önüne alınarak, yapılacak değerlendirmeye göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar yerine getirilmeden eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde davalı ve fer"i müdahil vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."ndan alınmasına, 25.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.