8. Hukuk Dairesi 2011/4968 E. , 2012/2668 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair Antalya 5. Aile Mahkemesinden verilen 18.03.2011 gün ve 1588/340 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, dava konusu 1430 ada 16 parseldeki 7 nolu bağımsız meskenin evlilik birliği içinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edildiğini ileri sürerek ½ tapu payının iptaliyle vekil edeni adına tesciline, bu isteklerinin yerinde görülmemesi durumunda mahkemece tespit edilecek değerinin yarısının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. 13.10.2009 tarihli dilekçede ise, ileride bilirkişilerce belirlenecek değere göre ıslah hakkı saklı kalmak üzere taşınmazın tahmini değerini 80.000 TL olarak bildirmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu meskenin rayiç değerinin 80.000 TL, bu meskene ilişkin kredi borcunun ise 82.831,43 TL olduğu, mal rejiminin tasfiyesi gereğince davacı eşin katılma alacağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak, mal rejimi sona erdiğinde, eşlerin edinilmiş mallar üzerinde karşılıklı katılma ya da katkı alacak hakları vardır. Eşlerden birine ait edinilmiş mallarda, diğer eşin mülkiyet veya diğer bir ayni hak talebi söz konusu değildir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde, alacaklı eşe tanınan hak, ayni bir hak olmayıp, şahsi bir alacak hakkıdır (7.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK.nun 227/1, 231, 236/1.m). Ancak, borçlu eş isterse borcunu ayın olarak ödeme hakkına sahiptir(TMK 239/1). Somut olayda, davalı eş ayın ödeme tercihinde bulunmadığından davacının iptal ve tescil isteğine ilişkin davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Alacak isteğine ilişkin temyiz itirazlarına gelince, taraflar 30.04.2005 tarihinde evlenmiş, 18.02.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/2 m). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK 202 m).
Olayları anlatmak taraflara hukuki niteleme hakime aittir. Davacı kadın davalı kocanın edinilmiş malları üzerinden katılma alacağı (TMK 231 m) isteminde bulunmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; eklenecek değerlerden (TMK 229 m) ve denkleştirmeden (TMK.230 m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, davalı kocanın edinilmiş mallarının (TMK 219 m) toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231 m) yarısı üzerinden (TMK 236/1 m) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak hüküm kurmaktan ibarettir. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki sürüm değerleriyle hesaba katılır (TMK 232, 235/1 m). Tasfiye tarihi karar tarihidir.
Yukarıda açıklanan bilgiler ışığında somut olaya gelince; tasfiyeye konu 7 nolu mesken 13.09.2007 tarihinde üçüncü kişiden satın alınarak davalı koca adına tapu siciline tescil edilmiştir. Dosya içeriğine göre, davalı eş tasfiyeye konu meskeni kişisel malları ile satın aldığını kanıtlayamadığından edinilmiş mal olduğunun kabulü gerekir(TMK 222/3 m). Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmişse de, bu görüşe katılmak mümkün değildir. Şöyle ki, inşaat bilirkişisi Şerafettin Bağdatlıoğlu 25.11.2010 tarihli raporunda, tasfiyeye konu 7 nolu dairenin boşanma davasının açıldığı 18.02.2009 tarihindeki değerinin 80.000 TL olduğunu bildirmiştir. Mahkemece, bu değerin tasfiyeye esas alınması doğru olmamıştır. Az yukarıda da açıklandığı gibi, edinilmiş malların tasfiye tarihindeki(yani karar tarihine en yakın tarihteki) değeri esas alınır. Bu değer, bozmadan önceki karar tarihi güncelliğini yitirdiğinden, verilecek karar tarihi itibarıyla yeniden belirlenecek değer olmalıdır.
Öte yandan uyuşmazlık konusu 430 ada 6 parseldeki 7 nolu bağımsız bölüm edilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde, 13.9.2007 tarihinde davalı adına satın alınmıştır. Bağımsız bölüm satın alınırken iki adet kredi kullanılmıştır. Her iki kredinin alınma tarihi 13.09.2007 olup, borçlusu ... (davalı) dır. Birinci kredi 10.000 TL asıl borç olup, toplam ödenecek miktar 17.557,55 TL"dir (aylık taksit 209 TL"dir). İkinci kredi ise, 52,500 TL, olarak alınmış, geri ödemeli faizler vs. dahil 86.290,57 TL"dir. Aylık taksit 1027,27 TL olarak hesaplanmıştır. Her iki kredi de 84"er ay vadeli olarak çekilmiştir.
Boşanma davası 18.02.2009 tarihinde açılmış olup, taraflar arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/son fıkrası uyarınca bu tarihte sona ermiştir. Boşanma dava tarihine kadar ödenen 17 taksitin edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönem içinde ödendiğinin kabulü gerekir. Bu durum karşısında 84 aya göre ödenen 17/84 oranı edinilmiş mallara katılma rejimi için gözetilmesi gereken artık değer olarak kabul edilmelidir. Kalan 67/84 oranı ise, davalı ... tarafından ödenmesi gerektiği düşünülerek onun kişisel malı (borcu) olduğunun kabulü ile belirtilen oranlara göre hesabın yapılması gerekmektedir (Karar tarihine yakın tarihteki taşınmazın sürüm değeri /84x17= bulunacak artık değerin yarısı, “...taşınmazın sürüm değeri/84x67= çıkacak miktar davalının kişisel malı olup,” sürüm değerinden düşürülecek borçtur. Yani “.... sürüm değer – davalının kişisel malı = artık değerin 1/2"si katılma alacağı" olacaktır. Bu formüllerden biri ile sonuca ulaşmak mümkündür).
Kabule göre de, harca esas değer olarak taşınmazın değerinin yarısı olan 40.000 TL kabul edilmesine rağmen, taşınmazın tamamının değeri üzerinden davacı aleyhine fazla avukatlık ücretine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Tüm bu açıklamalar nedeniyle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nn Geçici 3.maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 10.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.