17. Ceza Dairesi Esas No: 2015/1954 Karar No: 2015/2582 Karar Tarihi: 21.05.2015
Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/1954 Esas 2015/2582 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın müştekiden aldığı cep telefonunu geri vermeden kaçması nedeniyle Asliye Ceza Mahkemesi tarafından mahkumiyetine karar verilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda suçun niteliği ve yasal koşulların uygunluğunda bir sorun olmadığı tespit edilmiştir. Ancak, sanığın cezası boyunca velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğu sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar sürecektir. Altsoyu haricindeki şahıslar yönünden ise yoksunluk, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edecektir. Yargıtay kararı ile beraber TCK’nın 53/1 ve 53/3 maddeleri ile C.İ.K Kanunun 108/4 maddesi de açıklık kazanmıştır.
17. Ceza Dairesi 2015/1954 E. , 2015/2582 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın müştekiden cep telefonunu halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde konuşmak için aldığı ve daha sonra geri vermeden kaçtığının anlaşılması karşısında, eylemi 5237 sayılı TCK"nın 142/1-c maddesindeki suçu oluşturduğu halde aynı Yasanın 141/1 maddesi ile uygulama yapılması, karşı temyiz olmadığından, 09.01.2008 olan suç tarihi ve 29.01.2007 olan tekerrüre esas alınan ilamın karar tarihinin gerekçeli karar başlığında yanlış yazılması ise, yerinde düzeltilmesi olanaklı yazım hatası olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin “c” bendinde “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek mahkemeye aittir. Buna göre; hüküm kurulurken mükerrir olan sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nün temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ‘’53/1.maddesinin uygulanmasına’’ ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ cümlesinin eklenmesi ve hüküm fıkrasından “C.İ.K Kanunun 108/4 fıkrası gereğince infazın başlamasından sonra takdiren bu sürenin 1 yıl olarak belirlenmesine ve bu sürede koşullu salıvermeye ilişkin hükümlerin uygulanmasına rehber uzman gönderilmesine yer olmadığına,"" cümlesinin çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.