11. Ceza Dairesi 2019/3024 E. , 2020/3907 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Bozma kararı sonrasında yapılan yargılamada verilecek hükmün yine Yargıtay temyiz incelemesine tabi olacağı ve temyiz süresinin 7 gün olduğu gözetilerek; mahkemenin bozma sonrası verdiği hükme yönelik olarak 15 gün temyiz süresi belirleyerek tebliğ edilmesinde, kanun yolu başvuru süresi bakımından sanığın yanıltıldığı ve 29/01/2019 tarihli temyizi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede;
1)Sanığın ... Cafe Bar isimli işyerini işlettiği, daha önce borcu nedeniyle suyun kesilerek mühürlendiği, 22/08/2008 tarihinde yapılan kontrolde mühürlenen su hattına mührü kırarak sayaç bağlı olmaksızın galvanizli boru takmak suretiyle kaçak su kullanıldığının tespit edildiği, görevlilerin 22/08/2008 tarihli tutanak tutarak bir kez daha suyu kesip mühürledikleri ve aynı iş yerinde 28/11/2008 tarihinde yapılan kontrolde sanığın yine mührü kırarak sayaçtan geçmeksizin su kullandığının ve bu surette mühür bozma suçlarını işlediğinin iddia olunduğu olayda; sanığın savunmalarında işyerinin işletmeciliğini ...’den devraldığını ve ramazan ayından sonra boşalttığını, yaklaşık 3,5 ay işlettikten sonra işletmeyi ...’a bıraksınlar diye müdürü olan ... ..."ya bıraktığını, suç tarihinde kendisinin kullanımında olup olmadığını hatırlamadığını, suç tarihlerinde annesinin vefatı nedeniyle Van’a gittiğini, çalışanı ... isimli şahsa bu mekanın anahtarını ...’a teslim edilmesini söylediğini ve teslim edildiğini belirterek suçlamayı kabul etmemesi; yapılan Uyap araştırmasında sanığın annesinin 17/06/2008 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması ve 2008 yılında ramazan ayının eylül ayı olduğunun tespit edilmesi, 28/11/2008 tarihli mühür bozma tutanağında sanığın imzasının bulunmaması, bilirkişinin 04/05/2010 tarihli raporunda bina sakinlerinin bar işletmecisini tanımadıklarının, işletmecinin isminin çalışanlar tarafından verilmediği bilgisinin yer alması, tutanağın mülk sahibi ... tarafından imzalandığının görülmesi, işyeri sahibi ...’in soruşturma aşamasında verdiği ifadesinde 22/08/2008 tarihinde işyerini ...’ye kiraya verdiğini ancak 2008 yılı aralık ayı sonunda icra yoluyla çıkarttığını belirtmesi, dosya kapsamında dinlenen tanıklar beyanlarından sanığın suç tarihinde işyerini işlettiğine dair bir bilgiye ulaşılamaması, sanığın savunmasında belirttiği kişilerin ve işyerini sanığa devrettiğini belirten ...’nin ve mülk sahibi ...’in mahkemece dinlenmemiş olması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından; sanığın savunmasında belirttiği kişilerin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilmesi, bu kişiler ile ... ve ...’in tanık olarak dinlenilmeleri, gerekirse işyerine yakın yerde faaliyette bulunan esnafın bu konuda tanık olarak dinlenmeleri ile sanığın suç tarihinde işyerinin işleten kişi olup olmadığının tespit edilmesinden sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile karar verilmesi,
2)Kabule göre de;
a)Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğünün 02/02/2010 tarihli cevabi yazısında, sanığa ait 22/08/2008 tarihli tutanakta belirtilen 271870 nolu abone ile ilgili olarak sayaç takılırken mühürleme yapıldığını, fakat buna ait bir belge tanzim edilmediğinin bildirilmesi, yine kurumun 30/01/2017 tarihli cevabi yazısında 22/08/2008 tarihli tutunakta sanığın borcundan dolayı sayacının alınarak suyunun kesildiği ve mühürlendiğini, fakat buna ilişkin bir belge tanzim edilmediğinin belirtilmesi karşısında, mühür bozma suçunun oluşabilmesi için öncelikle usulüne uygun biçimde icra edilmiş mühürleme işleminin bulunması gerektiği cihetle; 22/08/2008 tarihli mühür bozma suçuna ilişkin usulüne uygun mühürleme tutanağı bulunmadığından sanığa yüklenen bu suçun unsurları oluşmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında yalnızca 22/11/2008 tarihli mühür bozma suçundan tek hüküm kurulması gerektiği somut olayda zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, sanık hakkında TCK"nin 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
b)Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 20/12/2016 tarih ve 2016/8922 Esas ve 2016/7814 Karar sayılı bozma ilamından önceki 07/03/2011 tarih, 2009/1038 Esas ve 2011/208 Karar sayılı mahkûmiyet hükmünde sanık hakkında TCK’nin 203, 62. maddeleri uygulanarak hükmedilen adli para cezalarının 24 eşit taksitte ödenmesi karar verildiği, bu kararın yalnızca sanık tarafından temyiz edildiği cihetle; mahkemenin 07/03/2011 tarih, 2009/1038 Esas ve 2011/208 Karar sayılı mahkûmiyet hükmünün kazanılmış hak olacağı gözetilmeden sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının 20 eşit taksitte ödenmesine karar verilerek CMUK"nin 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın gözetilmemesi,
c)Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesiyle yapılan değişiklik gözetilmeden, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 02/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.