Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17631 Esas 2018/2274 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17631
Karar No: 2018/2274
Karar Tarihi: 24.04.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17631 Esas 2018/2274 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalının kendisine ait olmayan imzalarla kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığını ve takibin kesinleştiğini belirtmiş, borçsuzluğunun tespiti ile %20 tazminata hükmedilmesi talebinde bulunmuştur. Ancak, icra hukuk mahkemesince alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre senetteki imzaların davacıya ait olduğu tespit edilmiştir. Mahkeme senedin geçerliliğinin temel talepten bağımsız olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davacının senetteki imzaya itirazı üzerine eksik inceleme yapıldığından, bilirkişi raporu alınmadığından ve dar yetkili mahkeme tarafından verilen karara dayanıldığından hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Madde 46/1
- Türk Borçlar Kanunu, Madde 605/1
19. Hukuk Dairesi         2016/17631 E.  ,  2018/2274 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalının davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığını,takibin kesinleştiğini, davacının takipte alacaklı görünen kişiye borcu olmadığını, takibe dayanak senetteki imza ve yazıların da davacıya ait olmadığını belirterek, davacının borçlu olmadığının tespiti ile %20 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının imzaya itirazına ilişkin olarak icra hukuk mahkemesince Adli Tıp Kurumundan rapor alındığını, 02/12/2014 tarihli rapora göre bonodaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun belirtildiğini ve bu kararın kesinleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, her ne kadar davacı tarafından senetteki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla menfi tespit davası açılmış ise de, icra hukuk mahkemesince aldırılan 02/12/2014 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre dava konusu senette davacı adına atılı borçlu imzalarının davacı eli ürünü olduğunun tespit edildiği,kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliğinin, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, senede dayalı menfi tespit davası olup davacı vekili, dava konusu senetteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığını ileri sürmüştür.
    Mahkemece, ... İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2014/392 E. sayılı dava dosyasından alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, ... İcra Hukuk Mahkemesi dar yetkilidir ve icra mahkemesince verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu mahkemede yapılan bilirkişi incelemesi genel yetkili mahkemede kesin delil olarak kabul edilemeyeceğinden, bu bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilemez. Bu durum karşısında mahkemece davacı yanın senet üzerindeki imzaya itirazı üzerinde durulup senetteki imzasıyla ilgili olarak imza incelemesi yaptırılıp bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.