Esas No: 2021/1502
Karar No: 2022/5486
Karar Tarihi: 05.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1502 Esas 2022/5486 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Denizli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen bir davada davacı, uzun yıllardır kullandığı bir alan adının ve markanın davalı tarafından kötü niyetle tescil edildiğini iddia etmiştir. İlk derece mahkemesi, davacı lehine karar vermiştir. Davalı, bu kararı istinaf etmiştir ancak istinaf başvurusu reddedilmiştir. Daha sonra davalı vekili, temyiz başvurusunda bulunmuştur. Ancak daire, yapılan yargılama ve somut uyuşmazlık bakımından İlk Derece Mahkemesi kararında hukuka aykırı bir durum olmadığını tespit etmiş ve davayı sonuçlandırmıştır. Kararda, 556 sayılı KHK, TTK'nun 55. maddesi ve TMK'nun iyi niyet ve dürüstlük kurallarına gönderme yapılmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 20.06.2019 tarih ve 2017/19 E- 2019/617 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.11.2020 tarih ve 2019/2125 E- 2020/1494 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ....com alan adı ve "..." ibaresinin 20.10.2010 tarihinden beri davacı tarafından kullanıldığını, "..." ibaresinin bir haber sitesinin alan adı olduğunu, belirtilen sitenin 20.10.2010'dan beri davacıya ait olduğunu ve "...@gmail.com" adresi tarafından yönetildiğini, yine bu markaya ait "facebook" ve twitter hesaplarının da uzun yıllardır davacı tarafından yönetildiğini, ancak davalı tarafından keşide edilen 09.12.2016 tarih ve 25084 yevmiye sayılı ihtarname ile bu markanın davalı adına tescil ettirildiğinin öğrenildiğini, ancak davalının kötü niyetli olduğunu, davalının kendi markasını yaratmak yerine, davacının meşhur hale getirdiği alan ismini, kötü niyetle kendi adına tescil ettirdiğini, bu nedenle markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, davalının eyleminin TMK'nun iyi niyet ve dürüstlük kurallarına, 556 sayılı KHK hükümlerine, TTK'nun 55. maddesine aykırı olduğunu belirterek davalının 2016/57631 numara ile tescil ettirdiği markanın hükümsüzlüğüne ve TPE nezdindeki sicilden terkin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, “...” isimli haber sitesi ve sosyal paylaşım hesaplarının 2013 yılından 2016'ya kadar davalı tarafından yönetildiğini, markanın tanınıp bilinmesini davalının sağladığını, bu kapsamda 10.02.2012 tarihinde kurduğu “Sinefıl Denizli Manşet Medya” ünvanlı işletme ile markanın tanınır hale geldiğini, 2013'ten beri “....com” adlı internet haber portalının sahibinin davalı olduğunu, "Sinefıl Denizli Manşet Medya” nın internet haber yayıncılığı alanındaki en önemli yatırımı olduğunu ve markayı adına tescil ettirdiğini, davacının haksız kullanımının önlenmesi için gönderilen ihtarnameye karşın davacının marka tecavüzünü sürdürdüğünü, davacının kötü niyetli olarak tescilli markayı müvekkilinin elinden almaya çalıştığını, kendi emekleri ile dava konusu markayı tanınır bilinir hale getiren davalının markayı adına tescil ettirdiğini, bu nedenlerle haksız davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının "..." ismini uzun süredir gazete ve web sitesinde kullanarak tanınır hale getirdiği, davalının davacının markasını ve sosyal medya hesaplarını emaneten kullanmış olması nedeniyle markanın gerçekte davacıya ait olduğunu bilmiyor olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, markayı ilk kez kullananın tescil başvurusu yapana göre daha üstün hakka sahip olduğu, mahkememizde oluşan kanaat ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu markanın tanınır hale getirilmesini davacının sağladığı, internet sitesinin ve yönetici hesabının davacıya ait olması, reklam bedellerinin davacı tarafça ödenmiş olması gibi hususlar gözetilerek davacının dava konusu markayı kullanmakta üstün bir hakka sahip olduğu, davalı tarafça yapılan marka tescilinin kötü niyetli olduğu ve bu tescilin davalıya üstün hak sağlamadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davalı adına tescilli 23.11.2016 tarihli ve 2016/57631 nolu "..." ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve TPE nezdindeki sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 05/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.