Esas No: 2021/1482
Karar No: 2022/5498
Karar Tarihi: 05.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1482 Esas 2022/5498 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yetkili Satıcılık Sözleşmesi kapsamında davacı ile davalı arasında gerçekleşen ticari ilişkide birtakım iddiaların yer aldığı davada, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının, davalıya ait lenslerin yetkili satıcısı olarak atandığı ve sözleşmeye göre davalının takdirine bağlı olarak davacı tarafından stoklanan ürünlerin davalı tarafından geri alınabileceği konuşuldu. Ancak, davacının borç ihlali sonucunda, davalının takdir yetkisini davacının stoğundaki malları iade almama şeklinde kullandığı ve sözleşmenin feshine sebep olduğu somut delillerle ortaya konuldu. Davacı tarafından davalıya karşı açılan davada mahkeme, davalının davacıya ayıplı mal sattığı ve bundan dolayı davacının maddi zarara uğradığı iddialarının ispatlanamadığını belirterek davanın reddine karar verdi. Davacının istinaf başvurusu da reddedildi ve karar Yargıtayca onaylandı.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesi (miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle)
- HMK'nın 353/b-1 maddesi (Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varılması)
- HMK'nın 370/1. maddesi (kararın onanması)
- HMK'nın 372. maddesi (işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.05.2018 tarih ve 2014/433 E- 2018/475 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.11.2020 tarih ve 2018/2039 E- 2020/1246 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davacı ile davalı arasında 08/10/2007 tarihinde "Yetkili Satıcılık Sözleşmesi" imzalandığını, sözleşme ilişkisi devam ederken davacının ödemelerde zaman zaman gecikmeleri olduğunu, ancak sözleşmenin 23. maddesine aykırı olarak anlaşma sağlanması beklenmeksizin davalıya verilen çekler için icra takibi başlatıldığını, bu arada yetkili satıcılık sözleşmesi sona erdirildiği için davalı şirketin iade almayı taahhüt ettiği lensleri almadığını, davacının elinde bulunan lenslerin son kullanma tarihinin geçiyor olması sebebiyle davacının lensleri satmasının mümkün olmadığının davalı tarafından bilinmesine rağmen iyiniyet kurallarına aykırı olarak lensleri almayı reddederek davacının piyasadaki güvenilirliğinin ve ticari itibarının zedelenmesine sebep olduğunu, ayrıca davalı şirketin taahhüdüne aykırı olarak düşük kalite ile kaplama lensleri teslim ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL'lik tazminatın sözleşmenin feshi tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının bu iddialarını daha önce dile getirdiği Sivas İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2008/530 E. sayılı dosyasında davanın reddedildiğini, davalının sözleşme gereği edimini yerine getirerek malları teslim ettiğini, mallara karşılık aldığı çeklerin ödenmemesi üzerine arkası yazılan çeklerin icra takibine konu yapıldığını, çeklerin mallara karşılık alınan çekler olduğunu, davacı şirketin borcunu ödememek için davalının düşük kalite lens sattığı yönünde gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından davacıya satılan lenslerin düşük kalite lens olduğu davacı iddiası dışındaki diğer iddialar somut delil ve belgelerle kanıtlanamadığı, lenslerin kaplama ve düşük kaliteli olduğu iddiası yönünden yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı iddiasının haklı olduğu anlaşılamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; tarafların 08/10/2007 tarihinde imzaladığı Yetkili Satıcılık Sözleşmesiyle davacının, davalıya ait lenslerin yetkili satıcısı olarak atandığı, sözleşmeye göre; davacının stoğunda bulunan ürünler, münhasıran davalının takdirine bağlı olarak davalı tarafından geri alınabileceği konusunda anlaşıldığı, davacının borç ihlali sonucunda, davalının takdir yetkisini davacının stoğundaki malları iade almama şeklinde kullandığından davacının bu yüzden uğradığı zararlarının tazminini isteyemeyeceği, davacının, davalıdan satın aldığı lenslerle ilgili gecikmeli ödeme yaptığını kabul ve ikrar ettiği, bilirkişi raporunda davacının davalıya 234.645,19 TL ödenmemiş borcu bulunduğunun tespit edildiği, sözleşme "davacının borç ihlalleri sonucunda akdi ilişkinin davalı tarafından çekilmez hale gelmesinden" dolayı davalı tarafından haklı sebeple feshedilmiş olduğundan, davacının sözleşmenin feshinden dolayı uğramış olduğu zararların tazminini talep etme hakkı bulunmadığı, sözleşmede lenslerin kalitesi hususunda bir hüküm bulunmadığı, bu durumda davalının "orta kalitede" lens satmakla yükümlü olduğu, teknik bilirkişi raporuyla; dava konusu olan lenslerin düşük kalitede olmadığı, davalının davacıya ayıplı mal sattığı ve bundan dolayı davacının maddi zarara uğradığı hususu ispatlanamadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 05/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.