3. Hukuk Dairesi 2017/4087 E. , 2017/10694 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dilekçesinde; aylık 800 TL kira bedeli ve yıllık %15 artış şartı bulunan kira sözleşmesi ile kiracı olan davalının, 12 aylık kira bedelini tüm ihtarlara rağmen ödemediğini belirterek davalının kiralanandan tahliyesini ve ödenmeyen kira alacağının tahsilini istemiştir. Davacı vekili aşamalarda ödenmeyen kira alacağının 2011-2015 yılları arası olmak üzere sözleşmedeki artış şartına göre 52.404 TL olduğunu beyan etmiştir.
Davalı dilekçesinde, Nisan/2014 dahil kira bedellerini ödediğini, taşınmaza masraf yaptığını, aylık 1200 Tl den 4 aylık ve aylık 1.380 TL den 8 aylık kira bedeli 15.840 TL yi ödemediğini, yaptığı imalatlardan mahsup ettiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile davalının kiralanandan tahliyesine, ödenmeyen 33.504 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun"unun 315.maddesinde (818 Sayılı BK.nun 260.maddesi) düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür.
Davacı dava dilekçesinde kira bedellerinin ödenmediğinden bahisle tahliye talep etmiş ise de, dava dilekçesinde açıkça hangi ihtar veya icra takibine dayanıldığı açık olarak belirtilmemiştir. Bu durumda mahkemece davacıya temerrüt nedeniyle tahliye isteyip istemediği, temerrüde esas olarak hangi icra takibine veya ihtarnameye dayanıldığının açıklattırılması, Davacının dava dilekçesinde delil olarak belirttiği ...İcra Müdürlüğü"nün 2014/81 Esas sayılı dosyasının incelenerek temerrüt koşullarının oluşup
oluşmadığı, davacının dayandığı 12.03.2014 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğ edildip edilmediği temerrüde esas olup olamayacağı da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile tahliye talebi hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
2- 6100 sayılı HMK"nun 26/1. maddesine göre "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." Davacı dava dilekçesinde, harca esas değeri 9.600 TL olarak göstermiş, bu miktar üzerinden peşin harç yatırmış ve ödenmeyen 12 aylık kira bedelinin tahsilini istemiştir. Davacı davasını ıslah etmediği halde Mahkemece talep aşılarak 33.504 TL alacağın tahsiline karar verilmesi de hatalıdır.
3- Karar ve ilam harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir. (492 sayılı Kanun"un 15.,21. maddeleri). Bu anlamda davanın maktu veya nispi harca tabi olup olmaması, kural olarak dava konusunun para ile değerlendirilebilir olup olmamasına göre değişmektedir. Nispi harç, konusu belli bir değerle (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden tarifedeki belli nispete göre alınan harçtır (1 Sayılı Tarife, madde III/1-a). Maktu harç ise, konusu belli bir değerle tespit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır (1 Sayılı Tarife, madde III/2-a). Harçlar Kanunu"nun 16/1. maddesinde değer ölçüsüne göre harca tabi işlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin; tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değerinin esas alınacağı öngörülmüştür.
Dava niteliği itibariyle konusu para ile değerlendirilebilen davalardan olduğundan yukarıda açıklandığı üzere Harçlar Kanun"unun 30. Maddesi uyarınca tahliye davası yönünden yıllık kira bedeli üzerinden hesap edilerek nispi harç yatırılması zorunludur. Mahkemece davacıdan 163 TL peşin harç alınmış, daha sonra davacı tarafından 731 TL tamamlama harcı yatırılmış, hükümde ise dava nisbi harca tabi olduğu halde fazla yatırılan 322,78 TL harcın davacıya iadesine karar verilmiştir. Mahkemece tahliye davasının kabulü halinde son dönemde ödenen 1 yıllık kira bedeli üzerinden nisbi harcın ve alacağa da hükmedilmesi halinde ayrıca alacak miktarı üzerinden de nisbi harcın tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik harca hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.