Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/5022 Esas 2009/6480 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/5022
Karar No: 2009/6480

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/5022 Esas 2009/6480 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, babasının mirasından mal kaçırmak amacıyla taşınmazlarını davalılara devrettiğini öne sürerek, taşınmazların tapusunun miras payı oranında iptali ile adına tescili olmazsa tenkis istemiş, ancak mahkeme, davanın kesin süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Karar temyiz edilmiş, temyiz incelemesi sonucunda ise hakimin belirlediği sürenin kesin olmadığı ancak kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin süre geçtikten sonra yapılmasına yasal olanak olmadığı vurgulanmıştır. Davacının tamamlaması gereken harç miktarı belirtilerek ona süre verilmesi gerektiği, harcın tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağı belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun maddeleri: Borçlar Yasası'nın 18. maddesi, HUMK'nun 159., 163. ve 409. maddeleri, 492 Sayılı Harçlar Yasası'nın 30. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2009/5022 E.  ,  2009/6480 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KADIKÖY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 29/01/2009
    NUMARASI : 2006/399-2009/9

    Taraflar arasında görülen davada;
     Davacı,  miras  bırakanı  olan  babası B..A.. G.mirastan mal kaçırmak  amacıyla   ve muvazaalı olarak bir kısım  taşınmazlarını davalılara  devrettiğini ileri sürerek,  taşınmazların  tapusunun  miras payı  oranında   iptali ile  adına  tescili  olmazsa  tenkis  isteğinde  bulunmuştur.
    Davalılar, davanın reddini  savunmuşlardır.
    Mahkemece, verilen  kesin süre  içerisinde  davacının harcı  ikmal  etmediği gerekçesiyle  davanın  açılmamış  sayılmasına  karar verilmiştir.
    Karar, davacı  vekili  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi.. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

     Dava, Borçlar Yasasının 18.  maddesinden  kaynaklanan  tapu  iptali-tescil  olmazsa  tenkis isteğine  ilişkindir.
    Mahkemece, kesin  önele rağmen  noksan  harcın  tamamlanmadığı gerekçesiyle  davanın  açılmamış sayılmasına  karar  verilmiştir.
      Davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için, taraflarca veya Mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bilindiği üzere bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken bir kısmını işin özelliğine, tarafların durumlarına göre belirlemesi için hakime bırakmıştır. Kanuni süreler açıkca belirtilen ayrıcalıklar dışında kesindir. Bu nedenle  HUMK.nun l59. maddesi açık hükmünde belirtildiği gibi kanunun tayin ettiği süreler hakim tarafından azaltıp çoğaltılamaz. Buna karşın, aynı yasanın l63. maddesine göre hakimin belirlediği süreler ise kural olarak kesin değildir. Hakim tayin ettiği süreyi henüz dolmadan azaltıp çoğaltacağı gibi, süre geçtikten sonra da tarafın isteği üzerine yeni bir süre tanıma yoluna da gidebilir. Bu takdirde verilen ikinci süre kesindir. Ancak, hakim kendi belirlediği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. Kesin sürenin tayin edilmesi halinde, karşı taraf yararına usulü kazanılmış hak doğacağı da kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki,ister kanun, isterse hakim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka  dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazan davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletinde bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Öncelikle, kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlaşılmayı önliyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hakim süreye uyulmamanın sonuçlarını açıkca anlatmalı, tarafları uyarmalıdır. Öte yandan, kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde gereği hakim tarafından hemen yerine getirilmelidir.  
                                                            
    Somut olaya gelince; mahkemece verilen  kesin  sürenin yukarda  açıklanan  ilkelere  uygun  olduğunu  söyleyebilme  olanağı  yoktur.
    Hal böyle olunca,  davacı davada miras  payı  oranında  istekte  bulunduğuna ve  harç  bakımından  esas  alınması gereken  dava  değeri iptal  konusu yapılan  payla  sınırlı  olduğuna göre, davacının  tamamlaması gereken  harç  miktarı  belirtilmek  suretiyle  davacıya  yöntemine  uygun önel  verilmesi,  harç  tamamlandığında  yargılamaya devam  edilmesi  aksi  halde   492 Sayılı Harçlar Yasasının 30.  maddesi  hükmünde  öngörüldüğü üzere  davaya  devam  edilemeyeceği (müteakip  işlemlerin  yapılamayacağı) gözetilerek  HUMK"nun 409. maddesi  gereğince  davanın  işlemden  kaldırılmasına ve aynı  madde  hükmünde  öngörülen  süre  içinde  harcın  ikmal  edilmemesi halinde de davanın  açılmamış  sayılmasına  karar  verilmesi  gerekirken  değinelen  yönler  gözetilmeksizin  yazılı şekilde  karar verilmesi  doğru  değildir.
    Davacının temyiz  itirazları  yerindedir. Kabulü ile  hükmün  açıklanan  nedenden  ötürü HUMK"nun 428. maddesi  uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.6.2009  tarihinde oybirliğiyle  verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.