11. Ceza Dairesi 2019/10061 E. , 2020/3904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olduğu ve sanığın eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunduğu anlaşıldığından, mahkemenin 13/07/2015 tarihli eski hale getirme talebinin kabulüne dair ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesindeki "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır" hükmü ile 6099 sayılı Kanun"la yapılan değişiklik sonucunda aynı maddeye eklenen "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" hükmüne aykırı olarak, yokluğunda verilen kararın sanığın dosyada bilinen en son adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmesi gerekirken, doğrudan MERNİS adresine yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla, öğrenme üzerine verilen 10/07/2015 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı CMK’nin 34/1, 230, 232 ve 289/1-g. maddeleri gereğince mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması, Yargıtay"ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılıp değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın fiilinin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerekirken, bu ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun olarak hüküm kurulması,
2-Sanığın borcuna karşılık 12/12/2008 keşide tarihli ve 5.250 TL bedelli suça konu sahte çeki ...’a verdiği ve bu suretle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda; sanığın savunmasında ... isimli arkadaşına kefil olduğunu ve ...’ın borcunu ödememesi üzerine bu borcu ödediğini, başka borçlarına ilişkin de ...’ın çek verdiğini, çekin sahte olduğunu bilmediğini belirterek suçlamayı kabul etmemesi, sanığın temyiz dilekçesinde işi gereği sık sık şehir dışına çıktığını, uzun süre dönmediği için tebliğ olunan mahkeme çağrı kağıtlarından haberinin olmadığını ve kendisini savunamadığını belirtmesi, sanığın savunmasından sonraki duruşmaya hastanede tedavi görmesi nedeniyle katılamayacağını ekinde hastane raporu bulunan dilekçe ile bildirmesi ve sonrasında mahkemenin 21/05/2013 tarihli duruşmada sanığın mazeretinin kabulüne ve sanığa duruşma gününün bildirilmesine karar vermesi ancak sanığa duruşma gününü bildirir tebligatın sorgusunda bildirdiği en son adresi yerine doğrudan MERNİS adresine yapılması nedeniyle sanığın sonraki duruşmalara katılamadığının anlaşılması, sanığın savunmasında belirttiği ... isimli şahsın araştırılmaması, sanığın imza ve yazı örneklerinin alınmaması ve suça konu çekin ön yüzünde bulunan yazılar ile imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda herhangi bilirkişi incelemesi yaptırılmaması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından; öncelikle belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu gözetilerek, dava konusu suça konu çek aslının incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığının gerekçeli kararda tartışılması, sanığın savunmasında belirttiği ... isimli kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin sanıktan sorularak tespiti ile tanık olarak dinlenilmesi, sanığın ve gerekirse ...’ın imza ve yazı örneklerinin alınması ile suça konu çekin ön yüzündeki yazı ve imzaların sanığa ve ...’a ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
3-Kabule göre de;
a-Yargılama gideri olarak hesaplanan miktarın CMK"nin 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle eklenen değişiklik doğrultusunda terkin edilecek miktarın altında kalması nedeniyle hazine yerine sanığa yükletilmesi,
b-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 02/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.