Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5113
Karar No: 2019/1757
Karar Tarihi: 04.03.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/5113 Esas 2019/1757 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/5113 E.  ,  2019/1757 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04/11/2016 tarih ve 2016/19-2016/653 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının müvekkili şirkette 27.10.2006-16.06.2009 tarihleri arasında yönetim kurulu üyeliği ve genel müdürlük görevlerini yürüttüğünü, 17.08.2007 tarihinde müvekkili şirket ile dava dışı Türkiye Elektrik İletişim A.Ş. arasında, Türkiye Elektrik İletişim A.Ş. YTD. 2007/3 no"lu istisna kapsamında, doğrudan temin usulü ile ihale edilen “Elektrik Kalite Hizmetleri Yerel İzleme ve Kayıt Sistemi Kurulumu için Danışmanlık ve Müşavirlik Hizmeti Alımı” işine ait hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede işin süresinin üçyüzaltmışbeş gün olarak belirlendiğini ve müvekkili şirketçe sözleşme uyarınca 100.000,00 TL bedelli teminat mektubunun Türkiye Elektrik İletişim A.Ş."ye verildiğini, sözleşme konusu işin süresi içerisinde yerine getirilmemesinden dolayı müvekkil şirketin 100.000,00 TL tazminat ödemek zorunda kaldığını, davalının basiretli bir tacir ve yönetici gibi davranmayarak şirketin yükümlülüklerini süresinde ifa edememesine sebep olduğundan oluşan zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 100.000,00 TL"nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirkette yönetim kurulu üyeliği ve genel müdürlük görevlerini ifa ettiğini, müvekkilinin şirketin ortağı olmayıp çalışanı olduğunu, taraflar arasında iş sözleşmesinden kaynaklı ilişkinin bulunduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülen iddia ve talepler bakımından müvekkiline husumet düşmediğini, sorumluluğun proje sorumlusu teknik kişilere ait olduğunu, müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, kaldı ki genel kurulda ibra da edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece tüm dosya kapsamı dikkate alınarak, dava açılmasına dair genel kurul kararı ve denetçilerin vekaletinin dosya kapsamında bulunmadığı, anılan eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa kesin süre verildiği, ancak verilen kesin sürede eksikliğin giderilmediği, tamamlanması istenen eksikliklerin mezkur davada dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı gerçekleşmediğinden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve her ne kadar mahkemece, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı mülga TTK"nın 341. maddesi hükmüne göre sorumluluk davası açılabilmesi için bu yönde alınmış bir genel kurul kararı olması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerekeceğinden hareketle sorumluluk davası açılması yönünde şirket genel kurul kararı yanında denetçilerden alınmış vekaletnamenin de sunulması amacıyla önel verilmiş ise de, önelin verildiği tarihte yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 555. maddesi hükmü gözetildiğinde denetçilerden alınacak vekaletname sunulması gerekmeyeceğinden bu yönde verilen önelin usulüne uygun olduğundan söz edilemese de, davacı vekilinin 6762 ve 6102 sayılı Yasalar gereğince yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılmasına ilişkin dava şartı niteliğindeki genel kurul kararını sunmayacaklarını açıkça beyan etmiş olması karşısında verilen önelin yerinde bulunmadığının saptanmasının sonuca etkili olmayıp bozma sebebi yapılamayacak olmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi