4. Hukuk Dairesi 2009/14050 E. , 2011/934 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 31/03/2003 gününde verilen dilekçe ile deprem sonucu binanın yıkılması nedeniyle yaralanmadan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/09/2009 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile davalılardan ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri duruşmasız olarak incelenmesi de davalı ... vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 01/02/2011 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davalılardan ... ve ... vekili Avukat ..., davalı ... ve ... vekili Avukat ... ve davalı asil ... geldiler, diğer davalılar adlarına kimse gelmedi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; a)Dava, deprem nedeniyle yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkin olup yerel mahkemece istemin bir bölümünün kabulüne karar verilmiştir.
Borçlar Yasası"nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayda, davacının yaralanma derecesi, olay tarihi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına takdir edilen 25.000TL manevi tazminat fazladır. Yerel mahkemece davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmemiş olması;
b)Davacı, 17 Ağustos 1999 günü meydana gelen depremde içinde bulunduğu binanın yıkılması nedeniyle yaralanmıştır. Bina; plan ve projesine, imar düzenlemesine ve deprem yönetmeliğine uygun yapılmış olsa bile 7.4 şiddetinde gerçekleşen deprem nedeniyle davacının yaralanması kaçınılmazdır.
Yerel mahkemece olayın bu yönü de gözetilerek dava dilekçesinde istenilen maddi tazminattan Borçlar Yasası"nın 43. maddesi gereğince indirim yapılmamış olması;
Usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası"nın 438/7. maddesi gereğince, davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminat takdir olunmak ve maddi tazminat tutarı da 15.000,00 TL"ye indirilmek suretiyle, kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a ve b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle hüküm fıkrasının tazminat tutarlarına ilişkin 2 nolu bendinin ilk paragrafında yer alan “...20.000,00...” ve “...25.000,00...” biçimindeki sayı dizisi silinerek yerlerine sırası ile “...15.000,00...” ve “...10.000,00...” sayı dizilerinin yazılmasına; harç alınmasına ilişkin üçüncü paragrafının silinerek yerine “Alınması gereken 1.350,00 TL karar harcının ... dışındaki davalılardan alınıp Hazine’ye gelir yazılmasına, davacıdan alınan 2.343,00 TL ıslah peşin harcının karar kesinleştiğinde ve isteği durumunda davacıya geri verilmesine,” biçimindeki tümcenin yazılmasına; davacı yararına avukatlık ücreti takdirine ilişkin dördüncü paragrafının silinerek yerine “Kabul edilen maddi tazminat tutarı üzerinden hesap ve takdir olunan 1.800,00 TL, kabul edilen manevi tazminat tutarı üzerinden hesap ve takdir olunan 1.200,00 TL avukatlık ücretinin ... dışındaki davalılardan ortaklaşa ve dayanışmalı olarak alınıp davacıya verilmesine,” biçimindeki tümcenin yazılmasına; yargılama giderlerine ilişkin beşinci paragrafının silinerek yerine “51.00 TL posta gideri, 1.096,50 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.147,50 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre 131,29 TL’nin ... dışındaki davalılardan alınıp davacıya verilmesine, artan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” biçimindeki tümcenin yazılmasına; davalılar yararına avukatlık takdirine ilişkin altıncı paragrafının silinerek yerine “Reddedilen maddi tazminat tutarı üzerinden hesap ve takdir olunan 14.109,00 TL, reddedilen manevi tazminat üzerinden hesap ve takdir olunan 1.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,” biçimindeki tümcenin yazılmasına; davacının tüm, davalıların öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve temyiz eden davalılardan ..., ..., ... ve ... yararlarına takdir olunan 825,00 TL duruşma avukatlık ücreti ile aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.