1. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/5246 Karar No: 2009/6378
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/5246 Esas 2009/6378 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, miras bırakanın taşınmazını kendi ödediği halde, davalı eşi ve çocukları adına tescil ettirdiği ve saklı payının ihlal edildiği gerekçesiyle tenkis isteğinde bulundu. Mahkeme, hak düşürücü süresinin geçirildiği gerekçesiyle davayı reddetti. Ancak mahkeme kararı temyiz edilerek incelendiğinde, davalılardan birinin davanın kabulüne dair beyanda bulunduğu fakat bu beyanın irdelenmediği ve bir diğer davalı hakkında da atiye terk edildiği halde ret kararı verildiği tespit edildi. Bu nedenle, karar bozuldu ve mahkeme kararının HMUK’un 428. maddesi uyarınca bozulması gerektiği belirtildi. Kararda HMUK’un 185. ve 428. maddeleri geçmektedir. HMUK’un 185. maddesi, atiye terkinin ne olduğunu açıklarken, 428. maddesi ise bozma hükümlerini düzenlemektedir.
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanı K..D"in . ada parsel sayılı taşınmazın bedelini kendi ödediği halde, mirastan mal kaçırmak amacıyla davalı eşi ve çocukları adına tescil ettirdiğini, saklı payının ihlal edildiğini ileri sürerek tenkis isteğinde bulunmuştur. Davalı S. mirasçıları, davanın reddini savunmuşlardır. Davalılar K.ve H., davanın kabulüne karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, miras bırakanın ölümünden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi "un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tenkis isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, dosya içeriğinden davalılar H..ve K..in 08.11.2005 tarihli celsede davayı kabul etmediklerini bildirdikleri halde, son celsede davanın kabulüne karar verilmesi yönünde bildirimde bulundukları, ayrıca davacının yargılama aşamasında davalı R..yönünden davayı atiye terk ettiği görülmektedir. Bilindiği üzere, kabul kati hükmün hukuki neticelerini doğurur. Ne varki mahkemece anılan bu kabul beyanları irdelenmemiş ve bu konuda bir değerlendirme yapılmadan neticeye gidilmiş olması, diğer taraftan da davalılardan R..yönünden davanın HMUK’nun 185. maddesi uyarınca atiye bırakıldığı (takibinden sarfı nazar edildiği) halde bu davalı hakkında da ret kararı verilmesinin doğru olduğu söylenemez. Hal böyle olunca, davalı R..yönünden davanın atiye terk edilmesi, davalılar H. ve K.in kabul beyanlarının değerlendirilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HMUK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.