21. Hukuk Dairesi 2018/3734 E. , 2019/3892 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalılardan iş verenlere ait iş yerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan ... ... Kurumu, Kulüp 12 Tur. Hiz. Ltd. Şti., ..., ..., ..., ..., ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.04.1987 tarihinden 1992 yılı Ekim ayı arasında davalı işverenlere ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden (ve dosya içine alınan tanık ...’ın davalıların bir kısmına husumetin yöneltildiği hizmet tespiti davasına ilişkin dosyada bulunan belgelerden); davacının hizmet cetvelinde ihtilaflı dönemde davalı işyerlerinden bildirilen hizmetinin bulunmadığı, davacı adına 680458 sicil numaralı davalı şirket işyerinden 23.10.1992 tarihinde işe başladığına dair işe giriş bildirgesinin 23.11.1992 tarihinde davalı Kuruma verildiği, davalı şirket işyerinin 1992 yılı 3.dönem bordrosunda davacının adına, ancak başka bir sigorta sicil numarasında 23.10.1992-31.10.1992 tarihleri arasında yedi gün çalışmanın bildirildiği, davalı şirket işyerinde 23.10.1992 tarihinde yapılan denetimde davacının imzalı beyanı ile davalı işyerinde 04.12.1987 tarihinde işe başladığını bildirdiği, davalı şirket işyerinin bir kısım dönem bordrolarının getirtildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle veraset ilamından davalı ...’ın mirasçılarından olduğu anlaşılan....’in davaya dahil edilmesi için davacıya uygun bir önel vermek, davalı .... adına tescilli işyerinin ve davalı şirket işyerinin ihtilaflı dönemin tamamına ilişkin dönem bordrolarını davalı Kurumdan istemek, dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, beyanı alınan tanıkların hizmet cetvellerini davalı Kurumdan getirtmek, ilgili emniyet müdürlüğünden davalı işyerinde çalışanlara ilişkin yapılan bildirimler kapsamında davacının çalışmasının bildirilip bildirilmediğini sormak, ... ... Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının davalı şirket işyerinde yapılan denetim sırasında davalı işyerinde 04.12.1987 tarihinde çalışmaya başladığını beyan ettiği anlaşıldığından artık bu tarihten öncesinde çalıştığının tespitine karar verilemeyeceğini göz önünde bulundurmak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 20/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.