Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili ve davalı ... ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 139 ada 20 parsel sayılı 26925,66 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfıyla davalı adına tespit edilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazda davalının zilyetliği bulunmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece; davanın kısmen kabul - kısmen reddine, çekişmeli 139 ada 20 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile, taşınmazın (A) harfi ile işaretlenen 11325,33 m²"lik kısmının orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline, (B) harfi ile işaretlenen 15600.34 m²"lik kısmının orman sayılmayan yerlerden olduğu, davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalı adına tapuya tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili ve davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu, (B) harfi ile gösterilen bölümünün ise orman sayılmayan yerlerden olduğu, üzerinde 40-45 yaşlarında badem ağaçları ile 55-60 yaşlarında düzenli bağ omcalarının bulunduğu ve taşınmaza komşu 139 ada 17, 19, 21, 22 ve 36 parsel sayılı taşınmazların da bağ vasfıyla gerçek kişiler adına kesinleşmiş olduğu belirlenerek, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, kararın hüküm kısmının 1 numaralı bendinde "kadastro tespitinin iptali" yerine "...kadastro tutanağının iptali...” şeklinde hüküm kurulmuş olması doğru değilse de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 1 numaralı bendinde yer alan “...kadastro tutanağının iptali...” ifadesinin hükümden çıkartılarak yerine "...kadastro tespitinin iptali..." ibaresi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/11/2015 günü oy birliği ile karar verildi.