17. Hukuk Dairesi 2016/496 E. , 2016/1003 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 17.04.2011 tarihinde davalıya ait işyerinde çıkan yangının müvekkil ........’ye sigortalı .........’e ait işyerine de sirayet ederek yanması nedeniyle, sigortalısına 22.602,00 TL hasar bedeli olarak ödeme yaptığını, TTK 1301. maddesine göre sigortalısının halefi olarak anılan bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacının yangının davalıların kusuru nedeniyle çıktığını, yangının çıkış nedeni ve çıkış noktası tam olarak ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı tarafından, davalının işleteni olduğu işyerinde çıkan yangının sigortalı işyerine sirayet ederek hasara neden olduğu iddia edilmiş, mahkemece, yangının çıkış nedeni ve çıkış noktası tam olarak ispat edemediği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
BK’nin 58. madde hükmü uyarınca, bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurdan dolayı sorumludur. Bu maddedeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk halidir. Diğer yandan özel hukuk sorumluluğu bakımından her zaman kusur (kast veya ihmal) unsurlarının bulunması zorunlu değildir. Bu gibi hallerde, zararın, hukuka aykırı bir
davranıştan doğması yani objektif koşulu gerçekleşmesi yeterli olup, ayrıca sübjektif koşula diğer anlatımla kusura ihtiyaç yoktur. Özellikle kusursuz sorumluluk hallerinde durum böyledir. Zarar, ihmalden de kaynaklanabilir ve ihmali yapan sorumlu olur.
Mahkemece davacı tarafından, yangının davalının kusuru nedeniyle çıktığını, yangının çıkış nedeni ve çıkış noktası tam olarak ispat edemediğinden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya içinde mevcut itfaiye tarafından hazırlanmış yangın raporunda da yangının Sedir kafeterya’nın mutfak kısmında ve aynı zamanda alt katında bulunan Bravo çiçekçiliğin ofis kısmının mevcut olduğu alanda başlamış olan yangından sirayet ettiği belirtmiş, ekspertiz raporunda ise, sigortalının beyanına göre sigortalı işyerinin arka cephesindeki kafeteryada çıkan yangının, sigortalı işyerine sirayet etmesi sonucu yangının çıktığı belirtilmiştir.
Bu durumda yangının nereden ve ne şekilde çıktığı konusunda tam bir belirleme yapılmış olmaması nedeniyle, mahkemece, Cumhuriyet başsavcılığı soruşturma evrakı getirilerek, yangın tutanağında imzası bulunan görevlilerin tanık sıfatıyla dinlenilerek yangının çıkış nedenine ilişkin kesin bir belirleme yapılması için içinde inşaat mühendisi ve yangın konusunda uzman olan bilirkişilerden oluşan bir heyet oluşturularak olay mahallinde keşif yapılarak denetime elverişli, tarafların iddia ve savunmalarını değerlendiren rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ...... vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.