Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 117 ada 3 ve 12 parsel sayılı taşınmazların altında bulunan yer altı depolarının davalı tarafından haklı bir nedeni olmaksızın kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, çekişmeli depoların imar öncesi paydaşı olduğu kadastral parselin altında bulunduğunu, yapılan paylaşıma göre kullanıldığını bildirip davanın reddini savunmuş, birleştirilerek görülen dava ile yer altında bulunan depoların mülkiyetinin tespiti isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, kayden davacıya ait 12 parsel sayılı taşınmaza müdahale bulunmadığı gerekçesiyle bu parsel yönünden davanın reddine, 3 parsel sayılı taşınmazın altında bulunan deponun 77.72 m2"lik kısmının davalı tarafından kullanıldığı gerekçesiyle bu parsel yönünden elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne, birleştirilen mülkiyetin tespiti davasının reddine karar verilmiştir.
Karar, taraflar vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleşen dava; mülkiyetin tespiti isteğine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; birleşen dava yönünden çaplı taşınmazda mülkiyetin dava konusu yerin alt ve üst katmanlarını kapsadığı; ayrıca, tespit isteminin yasal koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı-karşı davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ne varki, davacı-karşı davalının 30.05.2006 tarihli celseye katılmadığı, davalı karşı davacının da elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası yönünden davayı takip etmediğini bildirdiği, bu nedenle asıl davanın HUMK."nun 409.maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı, sonraki 1 aylık sürenin geçirildiği, 3 aylık süre dolmadan 25.07.2006 tarihinde duruşmaya gelindiği, ancak mahkemece yasada öngörülen yenileme harcının alınmadığı, yargılamaya kaldığı yerden devam edildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca, davacı-karşı davalıya yenileme harcını yatırması için önel verilmesi, harç ikmal edilirse yargılamaya devam edilmesi, aksi takdirde 492 sayılı Harçlar Yasasının 30, 32 ve HUMK."nun 409.maddesi hükmü gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.