21. Hukuk Dairesi 2013/4566 E. , 2014/4562 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2012
NUMARASI : 2008/299-2012/1579
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, 1997 yılının Şubat ayında Kıbrıs İlköğretim Okulu"nda hademe olarak çalışmaya başladığını, 2003 yılı Eylül ayına kadar çalıştığını, 5 ay işsiz kaldıktan sonra 2004 yılı Şubat ayında M..F..Ç... Çıraklık Eğitim Okulu"nda hademe olarak çalışmaya başladığını, 2005 yılı Haziran ayında işten çıkarıldığını beyanla davalı MEB"e bağlı okullardaki çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesi ve bildirilen çalışma bulunmadığı, Kıbrıs İlköğretim Okulu Okul Aile Birliği karar defterlerinde davacının 1998-2003 yılları arasında okul aile birliğine üye olduğuna dair bilgiler bulunduğu, tanıklardan bir kısmı davacının çalışmalarını doğrularken bir kısmının da davacıyı tanımadıklarını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; tanıklarından bir kısmı davacının çalışmalarını doğrularken bir kısmının davacıyı tanımadıklarını beyan etmeleri karşısında, tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; bordrolardan ve davacının talep ettiği dönemde çalıştığı bildirilen okul öğretmeni ve yöneticilerinden re"sen seçilecek başkaca tanıkları dinlemek, davacının çalıştığını beyan ettiği okulların talep edilen döneme ilişkin okul aile birliği kayıtlarını getirtmek ve bu kayıtlardan tespit edilen üyelerden re"sen seçilecek kişileri de tanık olarak dinlemek, bu kişiler davacının çalıştığını beyan etmekte iseler davacıya ücret ödemelerinin ne şekilde yapıldığını da sormak, ayrıca talep edilen dönemde okul yöneticiliği yapmış kişiler ile okullar çevresindeki komşu işyeri sahipleri ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş kişileri de tespit edip dinleyerek, böylece tanık beyanları arasındaki çelişkileri gidermek ve toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,11/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.