(Kapatılan)18. Ceza Dairesi 2020/741 E. , 2020/9549 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/2, 125/4, 29, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.300,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair Karacabey 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/03/2019 tarihli ve 2019/281 esas, 2019/298 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “Karacabey 2. Asliye Ceza Mahkemesince sanık hakkında daha önce işlediği başka suçlardan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verildiğinden bahisle, yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de,
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 08/11/2018 tarihli ve 2018/4555 esas, 2018/19259 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" şeklindeki düzenlemenin incelemeye konu suç tarihinin ve adli sicilde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kaydın kesinleşmesinin 28/06/2014 ve sonrası olması halinde uygulanabileceği hususu nazara alınarak yapılan değerlendirmede,
Somut olayda, sanığın adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlar arasında kronolojik olarak en sonra kesinleşen kararın, suç tarihi 01/05/2008, karar tarihi 27/06/2013 olan ve itirazın reddiyle 19/07/2013 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Karacabey Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/28 esas, 2013/398 sayılı kararının, 28/06/2014"ten önce kesinleştiği, dolayısıyla 28/06/2014 tarihinden önce kesinleşen adlî sicildeki kaydın sanık yönünden ikinci suç için yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
Hakaret suçlarında özel tahrik hükümleri içeren TCK"nın 129. maddesinin 1. fıkrası: “Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” hükmünü içermektedir.
Genel bir tahrik hükmü olan TCK"nın 29. maddesi ise: “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on sekiz yıldan yirmi dört yıla ve müebbet hapis cezası yerine on iki yıldan on sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
İncelenen somut olayda, mahkemece hakaret suçundan mahkum edilen sanığın, eylemini haksız tahrik altında işlediğinin kabulüyle, TCK"nın 29/1. maddesi uyarınca cezasından 1/4 oranında indirim yapıldığı ve sanığın neticeten 1300 TL adli para cezasıyla cezalandırıldığı görülmektedir. Ancak yapılan haksız tahrik uygulamasında, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren TCK"nın 129. maddesi yerine, aynı Kanun"un genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanması, hukuka uygun görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 16/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.