Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakanı O... A.."un 155 parsel sayılı taşınmazını mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalıya temlik ettiğini ileri sürerek, miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, yargılamanın devamı sırasında davadan feragat etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere ve davacının, usulüne uygun olarak davadan feragat ettiği gözetilmek suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.
Ne varki, davalı vekillerinin yargılamanın devamı sırasında 20.02.2009 tarihli dilekçe ile vekaletten istifa ettiklerini bildirdikleri ve keyfiyetin davalı asile tebliğ edilmek suretiyle durumdan haberdar edildiği, davanın onun huzuru ile sürdürülerek sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, usulü dairesinde bir süre vekil aracılığıyla davada temsil olunan davalının yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretine hak kazanacağı tartışmasızdır. Vekilin kendini azli ve davadan çekilmesi neticeye etkili değildir.
O halde, mahkemece davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğrudur.
Ancak, davalı temyize cevap dilekçesinde avukatlık ücreti istemediğini bildirmiştir. Bu beyanın davacı lehinde ve onun hukukunu etkileyeceği açıktır.
Öyleyse, davalının beyanı değerlendirilerek bir karar verilmek üzere yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.
Davacının, bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.