Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/11148
Karar No: 2017/10611
Karar Tarihi: 21.06.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/11148 Esas 2017/10611 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/11148 E.  ,  2017/10611 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirketin arasında 12/03/2013 tarihli 5 yıllık kira sözleşmesi ile Movapark alışveriş merkezinde bulunan... bağımsız bölümün kiralanmasına ilişkin sözleşme imzalandığını, kiracı davalı şirketin tek taraflı olarak Noter aracılığı ile kira sözleşmesini feshettiğini bildirdiği, müvekkili şirketin karşı ihtarnamesinde feshe muvaffaklarının olmadığını bildirdiğini, ihtarda ileri sürülen hususların gerçeği yansıtmadığını, feshi bildiriminin hukuken geçerli olmadığını, sözleşmenin süresinden önce feshi halinde uğranılacak zarar ve ziyanlar ile sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın talep ve dava edileceğinin bildirilmesine rağmen davalı şirketin anahtarları teslim etmeyerek 07/02/2013 tarihinde mecuru tahliye ettiğini belirterek taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 14.1 maddesi uyarınca sözleşmenin sonuna kadar olan aylık kira bedellerinin cezai tazminat olarak ödenmesi ve bu kapsamda fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak Şubat/2013 tarihinden sözleşme süresinin sonuna kadar olan 621.392 Euro karşılığı 1.465.801,00-TL tazminatın ticari reskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinin HMK"nın 119/f bendine aykırı olarak düzenlendiğini, dava dilekçesinin eklerinin taraflarına tebliğ edilmediği, davacı tarafın cezai şart olarak kira bedeli talebinin haksız, kötü niyetli ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, davacı şirketin kira sözleşmesinde öngörülen edimlerini yerine getirmediğinden akdin feshedildiğini, kira sözleşmesinin pek çok hükmünün Borçlar Kanunun 20-25. maddeleri kapsamında geçersiz bulunduğunu, Borçlar Kanunun 97. maddesi uyarınca sözleşmenin bir tarafının borcunu ifa etmeden ya da ifasını önermeden sözleşmenin ifasının istenemeyeceğini, bu kapsamda müvekkili şirketin ödemezlik defi"ni kullandığını, kira sözleşmesini haklı olarak fesh ettiğini, somut olayda taraflar arasında vekalet ilişkisinin söz
    konusu olduğunu, bu kapsamda da davacının kendisine yüklenen edimleri yerine getirmediğini, sözleşme şartlarının yok hükmünde sayılmaması halinde dahi cezai şart hükmünün iptal ve tenkise tabi olması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 255.655,00 TL cezai tazminatın dava tarihinden işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    1-) Taraflar arasında 12.03.2012 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile alışveriş merkezinde bulunan... bağımsız bölümlerin çocuk eğlence ve bowling merkezi olarak kullanılmak üzere kiraya verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar Sözleşmenin Feshi başlıklı 14.1. maddesinde, kiracı süresinden önce sözleşmeyi fesheder veya kiralananı tahliye ederse sözleşme süresinin sonuna kadar olan aylık kira bedellerinin cezai tazminat olarak kiraya verene ödeneceği,.... maddesinde ise, iş bu sözleşmeye uyulmayarak kiralananda mağaza açılması sağlanamadığı veya kiracı ya da kiralayan iş bu sözleşmeden vazgeçtiği takdirde sözleşmeye uymayan tarafın, her türlü zarar ziyan tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla diğerine 1 yıllık asgari kira bedelini cezai şart olarak ödeyeceği hususları düzenlenmiştir.
    Sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca taraflar sözleşme süresi ile bağlı olup kural olarak akdin süresinden önce ve haklı bir nedene dayanmaksızın feshi durumunda feshe maruz kalan taraf açısından uğranılan zararların tazminini talep hakkı doğar. Davalı kiracı 10.01.2013 keşide, 18.01.2013 tebliğ tarihli ihtarnamesinde, kira sözleşmesinde öngörülen edimlerin yerine getirilmediğinden bahisle akdi feshettiklerini bildirmiş, davacı şirket ise ihtar içeriğinin gerçeği yansıtmadığını ve tek taraflı feshi kabul etmediklerini beyan etmiştir. Bu durumda öncelikle uyuşmazlık konusu, feshin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Her ne kadar Mahkemece feshin haklılığına ilişkin ileri sürülen olguların varlığının davalı tarafından kanıtlanamadığı belirtilmiş ise de, bu hususta taraf delillerinin yeterince araştırılmadığı, davacı iddiaları ile davalı savunmalarının usulünce değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece öncelikle davalı kiracının fesihte haklı olup olmadığının tam olarak tespit edilmesi için taraf delilerinin toplanarak değerlendirilmesi, feshin haksız olduğunun anlaşılması halinde, sözleşmenin özel şartlar 14.1. maddesi ile 20.maddelerinden hangisinin şartlarının oluştuğunun değerlendirilmek suretiyle, cezai şartın bu madde hükümlerinden hangisine göre tayin ve takdir edilmesi gerekeceğinin belirlenmesi gerekir.
    Öte yandan Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, sözleşmenin tarafları ceza miktarını tayinde serbest olmakla birlikte hükmedilecek ceza tutarının hak, adalet ve nesafet kurallarına da uygun olması gerekir. T.B.K. 182/son maddesi gereğince Hakim borçluyu iktisaden sarsan ceza miktarını tenkisle mükellef olup, hakim tarafından resen nazara alınması gereken bu hüküm açısından; borca aykırı davranılması yüzünden uğranılan zarar ile tayin edilen ceza tutarı arasında adalet ve hakkaniyet ölçüsünü zedeleyen bir fark bulunmamalıdır. Esasen TTK’nun 22. Maddesi gereğince tacir sıfatını haiz borçlu cezai şartın indirilmesini isteyemez ise de, kararlaştırılan ceza tutarı borçlunun iktisaden sarsılmasını, çöküntüye uğramasını mucip olacak ise indirim isteyebileceği uygulamada kabul edilmektedir.
    Somut olayda Mahkemece; sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı, ne var ki davalı vekilinin cezai şartın davalının mahvına sebep olacağını
    ileri sürmekle, T.B.K. 182/son maddesi gereğince davalıya ait tüm ticari defter ve kayıtlar ile belgeler getirtilerek, ticari defter ve kayıtları, bilançosu ve ekonomik durumunu etkileyen diğer unsurlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması, yapılan inceleme sonucunda sözleşmede belirlenen cezai şartın ödenmesinin, davalının ekonomik açıdan mahvına sebebiyet verdiğinin anlaşılması halinde cezai şartın makul bir miktara indirilmesi, ne miktar cezai şart ödenebileceği hususunda Yargıtay denetimine elverişli uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle, tacir olan kiracı hakkında TBK.nun 325. Maddesinin, 6217 Sayılı Yasanın geçici 2. maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasanın 53. maddesine göre 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanamayacağı, kira sözleşmesinin TBK’nun yürürlük tarihinden öncesinde akdedildiği hususları da göz önünde bulundurularak, yapılacak değerlendirme sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken davalının tüm ticari defter ve kayıtları getirtilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2-) Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi