3. Hukuk Dairesi 2016/21426 E. , 2017/10610 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/251 Esas 2014/449 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuk İlayda"nın velayetinin kendisine verilerek aylık 250 TL nafakaya hükmedildiğini, çocuğun eğitim masraflarına, diğer sosyal etkinlik masraflarına yetişemediğini, nafakanın yetersiz kaldığını ileri sürerek 250 TL nafakanın aylık 800 TL ye çıkartılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, aylık 250 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 400 TL arttırılarak aylık 650 TL ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.
TMK."nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.
Mahkemece, iştirak nafakası takdir edilirken; müşterek çocukların yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.( TMK. nun 330/1. maddesi ).
Bu bağlamda somut olaya baktığımızda; tarafların 13.05.2014 tarihli karar ile boşandıkları, 2008 doğumlu çocuğun velayetinin anneye verildiği, çocuk lehine 250TL iştirak nafakasına hükmedildiği, iş bu davanın 03.11.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, taraflar hakkında yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmasında, davacının hemşire olup aylık 1.800TL gelirinin olduğu, davalının ise sağlık memuru olup yaklaşık 4.000TL gelirinin olduğunu, müşterek çocuğun 2008 doğumlu olup, ilkokul 2. sınıfa gittiği tespit edilmiştir.
Buna göre mahkemece; nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ile tarafların tespit edilen ve gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına göre TMK"nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde yüksek miktarda nafakaya hükmedilmesi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINAve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.