8. Hukuk Dairesi 2018/4231 E. , 2019/2360 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi - Ecrimisil Ve İtirazın İptali
Taraflar arasında birleştirilerek görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, elatmanın önlenmesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, itirazın iptali ve ecrimisil yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili (Asıl davada), çekişme konusu 281 ada 4 parsel sayılı taşınmazda 22/758 payın miras bırakan... adına kayıtlı olduğunu, nizalı dairenin haksız olarak davalılar tarafından kullanıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve itirazın iptali isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar vekili, itirazın iptali ile elatmanın önlenmesi davalarının birlikte görülemeyeceğini, davalı olarak gösterilen Damla’nın da muris...’ın mirasçılarından olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/116 Esas, 2005/388 Karar sayılı dosyası ile aynı taşınmaza yönelik Kasım 2002 ile Mart 2005 dönemi için ecrimisil talebinde bulunulmuştur.
(İkinci bozma ilamından sonra) Birleşen ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/158 Esas, 2011/81 Karar sayılı dosyası ile (yalnızca) ... aleyhine (yine aynı taşınmaza yönelik) 15.03.2005-22.04.2008 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil talebinde bulunulmuştur.
Asıl dava çapa bağlı taşınmazda elatmanın önlenmesi, itirazın iptali ve ecrimisil, birleştirilen davalar ise ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu kat irtifakı kurulu 4 parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı meskenin (dava tarihi itibariyle) davacılar ve davalılardan yaşı küçük ...’ın miras bırakanı... adına kayıtlı olduğu, davacıların asıl davada; çekişme konusu taşınmaza davalıların elatmasının önlenmesine, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2002/4724 sayılı dosyası ile 2002 yılı Ağustos ve Eylül aylarına ait ecrimisil bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ve 2002 yılı Ekim ayı için 500 TL ecrimisilin davalılardan tahsili talep ettikleri, birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/116 Esas, 2005/388 Karar sayılı dava dosyası ile de aynı taşınmaza yönelik Kasım 2002 ile Mart 2005 dönemi için ecrimisil talebinde bulundukları, asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin olarak verilen ilk kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2007/11671 Esas, 2008/1444 Karar sayılı ilamı ile, “… davalılardan Sultan’ın diğer davalı ...’nın velisi sıfatıyla aynı evde oturması nedeniyle Sultan hakkındaki davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır” denilmek ve araştırma eksikliğine değinilmek suretiyle bozulduğu, davacılar vekilinin 31.03.2009 tarihli oturumda, elatmanın önlenmesi taleplerini atiye bıraktıklarını beyan ettiği, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; elatmanın önlenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dosya yönünden ecrimisil talebinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen ikinci kararın, davalılar vekili tarafından temyizi üzerine, bu kez Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2010/3603 Esas, 2010/5463 Karar sayılı ilamı ile önceki bozma ilamında değinilen biçimde inceleme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, öte yandan, itirazın iptali isteği yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı belirtilerek bozulduğu, anılan 2. bozma ilamından sonra davacılar tarafından bu kez yaşı küçük davalı ... aleyhine 15.03.2005-22.04.2008 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil talebine ilişkin olarak ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/158 Esas, 2011/81 Karar sayılı davanın açıldığı ve asıl dava ile birleştirilmesine karar verildiği, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda (üçüncü kararda) elatmanın önlenmesi talebi yönünden atiye terk edilmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı, itirazın iptali ve ecrimisil isteklerinin kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hükmün davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edildiği, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 30.01.2014 tarihli ve 2013/15556 Esas, 2014/1460 karar sayılı ilamı ile “....Bilindiği üzere, 6100 Sayılı HMK 297/2. maddesi uyarınca; (1086 Sayılı HUMK’un 388/son mad.) hüküm sonucu kısmında; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” Öte yandan, kazanılmış hakların korunması gerektiği tartışmasızdır. Ne var ki, mahkemece oluşturulan hükmün yukarıda açıklanan ilkeleri kapsar şekilde olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Hal böyle olunca, davacıların asıl ve birleşen davalardaki itirazın iptali ve ecrimisil talepleri ile faiz başlangıç tarihleri yönünden; davaların geçirdiği aşamalar ve bozma ilamları da değerlendirilmek suretiyle kazanılmış hakların korunması gerektiğinin nazara alınması, birleşen ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/158 Esas, 2011/81 Karar sayılı davasında yalnız davalı ...’ye husumet yöneltildiğinin gözetilmesi, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davalıların her birine yüklenen borç ve tanınan hakların açık ve şüphe uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru olmadığı gibi, hüküm altına alınan ecrimisil bedeli için faiz başlangıç tarihlerinin infazda tereddüt oluşturacak şekilde hem dava tarihi, hem de dönem sonları ibareleri kullanılmak suretiyle hüküm oluşturulmuş olması da isabetsizdir.” gerekçeyle bozulduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda (dördüncü kararda) “Davacıların Meni Müdahale davalarının 30/03/2009 tarihinde atiye terk etmiş olmaları nedeni ile bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, İşbu dosyada davacıların istemiş olduğu ecrimisil ile ilgili davalıların ... 2. İcra Müdürlüğünün 2002/4724 Sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazların kısmen kabul kısmen reddi ile takibin toplam 406,25 TL üzerinden devamına, ve takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Birleştirilen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/116 Esas sayılı dava dosyası ile ilgili açılan davanın kısmen kabulü, 7.443,70 TL "sinin dava tarihi olan 15/03/2005 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, Birleştirilen ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/158 Esas sayılı dava dosyasın da bilirkişilerce hesaplanan davanın kısmen kabulü ile 8.578,28 TL "nin dava tarihi olan 02/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Davalılar vekilinin ana dosyaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Somut olayda mahkemece, “davacıların istemiş olduğu ecrimisil ile ilgili davalıların ... 2. İcra Müdürlüğünün 2002/4724 Sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazların kısmen kabul kısmen reddi ile takibin toplam 406,25 TL üzerinden devamına ve takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,..” hükmedildiğine göre, davalılar vekili tarafından temyiz edilen miktar, karar tarihi itibariyle 2015 yılı için miktar veya değeri olan 2.080,00 TL"yi geçmemektedir.
Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarihli 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
Temyiz edilen miktar kesinlik sınırı içinde kaldığından 6100 sayılı HMK"nin 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 427/2, 432/4 maddeleri uyarınca davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin ana dosya yönünden reddine,
2. Davalılar vekilinin Birleşen ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/116 Esas, 2005/388 Karar sayılı dosyası ile ilgili temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bilindiği üzere; Taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır." şeklindedir.
Ne var ki, davacılar vekili dava dilekçesinde Kasım 2002 ile 15.03.2005 tarihleri arasına yönelik ecrimisil talep etmesine rağmen Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde talep aşılmak suretiyle 25.07.2002 ile 15.03.2005 tarihleri arası hesaplanan ecrimisil alacağı üzerinden davalılar aleyhine olacak şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3. Davalılar vekilinin Birleşen ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/158 Esas, 2011/81 Karar sayılı dosyasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece, hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak davalı aleyhine ecrimisile hükmedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Son bozma kararından önceki 16.04.2013 tarihli ve 2010/963 Esas, 2013/217 Karar sayılı (üçüncü) kararda “ 5-Birleştirilen ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/158 Esas sayılı dava dosyasında Mart 2005 ile 22/04/2008 tarihleri dönem için 7.433,70 TL nin davalılardan alınıp davacılara verilmesine , dönem sonu itibariyle yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine..” hükmedilmiş, karar davacılar vekili tarafından yalnızca faiz başlangıç tarihlerine yönelik temyiz edilmiş olduğuna göre ecrimisil miktarı yönünden davalı yararına kazanılmış hak oluşturduğu sabittir.
Bilindiği üzere, kazanılmış hak kuralı kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece re"sen gözetilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur.
Hal böyle olunca, mahkemece davalı yararına oluşmuş usulü kazanılmış hak gözetilerek 15.03.2005 ile 22.04.2008 tarihleri arası için 7.433,70 TL üzerinden karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı biçimde 8.578,28 TL ecrimisil alacağına hükmedilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, (asıl ve birleşen Birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/116 Esas, 2005/388 Karar sayılı dosya davalısı) ... hakkında verilen ret hükmü kesinleşmiş olmasına rağmen kurulan hüküm fıkralarında “... davalılardan...” şeklinde karar verilmek suretiyle (...’ın) sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi Birleşen ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/158 Esas, 2011/81 Karar sayılı dosyası ile (yalnızca) ... aleyhine ecrimisil talebinde bulunulduğuna göre ... hakkında karar verilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın (2) ve (3) sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalılar vekilinin asıl dava yönünden temyiz dilekçesinin (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, davalılar vekilinin vekalet ücretine yönelik diğer temyiz itirazlarının bozma nedenlerine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.