Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7739
Karar No: 2016/965
Karar Tarihi: 26.01.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/7739 Esas 2016/965 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/7739 E.  ,  2016/965 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ......... vekili ile davalı ............ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; 21.09.2001 tarihinde ......... Bölge Trafik Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan ........"nın ............. karayolunda meydana gelen kazaya müdahalesi sırasında, davalı ..."ın sürücülüğünü yaptığı .........plakalı Kontur Turizm firmasına ait otobüsün kaza yapan kamyona çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, kazadan dolayı açılan ceza davasında davalının 8/8 oranında kusurlu bulunduğunun tespit edildiğini, murisin yakınları tarafından müvekkili aleyhine "maddi ve manevi tazminat" istemli olarak ...... İdare Mahkemesi"ne açılan davada, Mahkemenin 2002/570-2004/586 sayılı kararı gereğince hükmolunan maddi ve manevi tazminatların icraya konulduğunu, müvekkili idarenin 12.12.2005 tarihinde 151.648 TL ve 21.543,74 TL olmak üzere
toplam 173,191,74 TL ödediğini, yine yasal mirasçılara 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gereğince 11.03.2002 tarihinde 28.785 TL ödeme yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, asıl davada; 173,191,74 TL"nin davalı işleten ve sürücüden; birleştirilen 2008/296 Esas sayılı davada; 28.785 TL"nin işleten ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı................ vekili; hesaplanan maddi tazminatın fahiş olduğunu, hesaplamada hataların yapıldığını, ödenen tazminat miktarında ne kadarının faiz ne kadarının asıl alacak olduğunun belli olmadığını, ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilmişse de müvekkil temerrüte düşürülmediğinden bu talebin reddi gerektiğini öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; asıl davanın kabulü ile, 173.191,74 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve......"den müteselsilen tahsiline; birleşen davanın kısmen kabulü ile, 22.372 TL rücu alacağının 11.03.2002 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Kontur .............. (poliçe limiti ile sınırlı olarak)"den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ......... vekili ile davalı........... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, özellikle, haksız eylem nedeniyle oluşan zarar kaza tarihinde gerçekleşmiş olduğundan, davalının sorumlu tutulacağı tazminat tutarının da kaza tarihindeki verilere göre belirlenmesinin isabetli olmasına göre, davalı ......... vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasında ölen polis memurunun mirasçılarına ödenen tazminatın zarara neden olan aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından rücuen tahsili istemine ilişkindir.
2006/69 Esas sayılı asıl dava dosyası kapsamından, davacı idare tarafından, icra dosyasına 20.12.2005 ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Aleyhinde hüküm kurulan aracın işleteni ve sürücüsü olan davalılar, davacının zararı ödediği tarihte temerrüde düşmüşlerdir. Bu durumda mahkemece bu tarihten itibaren temerrüt faizine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi dava tarihinden itibaren faize karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-2008/296 Esas sayılı birleştirilen davada; davalı sigorta şirketi davalıya ait aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketidir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 99/1. maddesinde "sigortacının, kendisine tazminat ödenmesi için gerekli ihbar yapılıp belgenin ibrazından itibaren 8 iş günü içinde ödeme yapacağı" hükme bağlanmıştır. Davalı sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü ancak bu tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğmaktadır. Dava konusu olayda, davacı tarafından davadan önce başvuru yapılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek davadan önce başvuru yapılmamış olması nedeniyle davalı sigorta şirketinin dava tarihinde temerrüde düşeceği kabul edilerek hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken olay tarihinden faiz uygulanması doğru değil bozma nedeni ise de; (2) ve (3) numaralı bentlerde işaret edilen bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ......... vekilinin tüm, davacı vekili ile davalı ....... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin; (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; hüküm fıkrasının (1) numaralı bendindeki "dava" ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine "20.12.2005" ibaresinin; (5) numaralı bendindeki "Mahkememiz dosyası üzerinde birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/296 esas sayılı dosyası yönünden 22.372,00 TL rücu alacağının" ibaresinden sonraki kısmının tamamen hükümden çıkarılarak yerine "davalı........."den 11.03.2002 tarihinden, davalı .."den (poliçe limiti ile sınırlı olarak) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine" cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, , 26/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi