Esas No: 2021/1313
Karar No: 2022/5582
Karar Tarihi: 07.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1313 Esas 2022/5582 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Trabzon Tüketici Mahkemesi'nde görülen bir davada, davacı müşteri davalı bir havayolu şirketini pistten çıkarak denize doğru yönelen bir uçağa binmek zorunda kaldığı için manevi zararının karşılanması için dava açtı. İlk derece mahkemesi, davacının ölüm korkusuna sebep olan kazadan kaynaklı manevi zararının takdiren 25.000TL olduğuna hükmetti ve davalı şirketi tazminat ödemeye mahkum etti. Davalı şirketin vekili ise, müvekkilinin meydana gelen olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istedi. Karara yapılan istinaf başvuruları ayrı ayrı esastan reddedildi. Davacı vekili tarafından yapılan temyiz başvurusu ise reddedildiğinden kararın onanmasına karar verildi.
Kanun maddeleri:
- HMK'nın 353/b-1 maddesi
- HMK'nın 370/1. maddesi
- HMK'nın 372. maddesi
- 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 73/2. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Trabzon Tüketici Mahkemesince verilen 25.06.2020 tarih ve 2019/134 E- 2020/167 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine dair Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nce verilen 29.12.2020 tarih ve 2020/1220 E- 2020/1178 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 13.01.2018 tarihinde davalı şirkete ait uçakla Ankara'dan Trabzon'a seyahat ettiğini, uçağın Trabzon Hava Limanı'na iniş yaptığı esnada pistten çıkarak denize metreler kala durduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin psikolojisinin bozulduğunu, bu nedenle tedavi görmek zorunda kaldığını, hala kazanın şokunu üzerinden atamadığı gibi kaza sonrasında uçağa binemez hale geldiğini, bu haliyle seyahat özgürlüğünün de elinden alındığını ileri sürerek, oluşan manevi zarara binaen 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin meydana gelen olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, olaya ilişkin bakanlıkça hazırlanacak nihai raporun bekletici mesele yapılması gerektiğini, somut olay yönünden tazminat koşullarının oluşmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının içinde bulunduğu uçağın pistten çıkması, denize doğru yönelmesi ve denize düşmesine ramak kala durması şeklinde gelişen kazada davacının saniye saniye, anbean ölüm korkusunu yaşadığı, bunu en ağır şekilde hissettiği ve bunun sonucunda da manevi olarak çöküntüye uğradığı, davacının olaydan sonra anksiyete bozukluğu ve depresif bozukluk şikayeti ile ruh sağlığı ve hastalıkları polikliniğine başvurduğu ve anksiyete bozukluğu ile orta depresif nöbet teşhisi konulduğu, bir takım ilaçlar kullandığı, dolayısıyla davacının olay sebebiyle çok yoğun olarak bir ölüm korkusu yaşadığı, bundan mütevellit manen ve ruhen belki de etkisi uzun süre devam edecek şekilde zarar gördüğü gerekçesi ile takdiren 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine ve fazla isteğin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 6502 sayılı Yasa'nın 73/2. maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 07/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.