19. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3535 Karar No: 2017/10628
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2017/3535 Esas 2017/10628 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, borç ödeme şartını ihlal ettiği gerekçesiyle 3 ay tazyik hapsine çarptırılmıştır. Ancak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanığın suçun unsurlarının oluşmadığı ve taahhütün geçerli olduğu gerekçesiyle kararın kanun yararına bozulması istemiyle başvuruda bulunmuştur. İhbarnamede, taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücretinin ve icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sanığın üzerine atılı suçun unsurları oluşmadığından beraatine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri ise şöyledir: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi.
19. Ceza Dairesi 2017/3535 E. , 2017/10628 K.
"İçtihat Metni"
Borçlunun ödeme şartını ihlâli suçundan sanık ...’in, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Samsun 3. İcra Ceza Mahkemesinin 22/12/2016 tarihli ve 2016/580 esas, 2016/746 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Samsun 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/01/2017 tarihli ve 2017/4 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 15/05/2017 gün ve 94660652-105-55-3390-2017-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/05/2017 gün ve KYB.2017/31639 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu. Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, 2004 sayılı Kanun"un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 05/01/2016 tarihli taahhütnamede işlemiş ve işleyecek faiz miktarlarının ayrı ayrı hesaplanarak gösterilmediği bu konusunda herhangi bir açıklık olmadığı gibi alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı ve bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle, beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunan şikayetçi vekilinin 05.01.2016 tarihli kabul muhtırasında aynı tarihli taahhütnamede hesaba katılmayan faizlerden feragat ettiği ve kabul muhtırasının da aynı tarihte borçluya tebliğ edildiği, bu nedenle taahhüdün geçerli olduğu anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 06/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.