2. Hukuk Dairesi 2013/17313 E. , 2014/6820 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İzmir 5. Aile Mahkemesi
TARİHİ :09.05.2013
NUMARASI :Esas no: 2012/509 Karar no:2013/364
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 25.03.2014 günü temyiz eden davacı N.. E.. vekili Av. Saime Gülden Çiçek ve karşı taraf davalı Türkiye İş Bankası A.Ş. vekili Av. İ. E..geldiler. Diğer davalı R.. E.. gelmedi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu konusunda ön inceleme aşaması tamamlanmasına kadar taraflar arasında çekişmeli bir vakıanın varlığı belirlenemediği gibi tarafların dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığı yönünde bir iddiası ve savunması da bulunmamaktadır.
. Malik olmayan davacı eşin açık rızasına ilişkin davalı banka tarafından ibraz edilen muvafakatname altındaki imzanın davacı kadının eli mahsulü olmadığı davacı eş tarafından usulüne uygun şekilde ileri sürülerek bilirkişi incelemesi de yapılması istenildiği halde eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için taktir olunan 1.100.00 TL. vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.25.03.2014 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Dava konusu taşınmazın “aile konutu” olduğunda taraflar arasında çekişme yoktur. Lehine ipotek tesis edilen davalı bankanın bu yönde bir itirazı bulunmamaktadır. Onun itirazı, ipotek tesisinden davacı eşin bilgisinin olduğu ve ipoteğe muvafakatinin alındığına ilişkindir. İspatın konusunu taraflar arasında çekişmeli olan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek hususlar oluşturur. (HMK. m. 187/1) Taraflar arasında çekişmeli olmayan bir hususun davanın reddine gerekçe yapılması doğru değildir. Kanun, aile konutuyla ilgili, konutun kaybı sonucunu doğuran tasarruf işlemini diğer eşin açık rızasına bağlamış (TMK. m. 194/1), rıza beyanın geçerliliğini herhangi bir şekle tabi tutmamıştır. Başka bir ifade ile, rıza beyanının ipotek tesisine ilişkin işlem sırasında resmi memur önünde alınması gerektiğine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır. Rıza beyanı, aile konutuyla ilgili tasarruf işlemi somut olarak belli olması koşuluyla; işlemden önce, işlem sırasında veya yapılan işleme sonradan “onay” vermek suretiyle alınabileceği gibi, yazılı ve ispat edilmesi koşuluyla sözlü olarak da alınabilir. Bankanın özen yükümlülüğü, alacağına teminat olarak gösterilen taşınmazın “aile konutu” olup olmadığını araştırmak, aile konutu ise, işleme diğer eşin rıza beyanını aramakla sı rızasını aradığına göre, özen yükümlülüğünü yerine getirmiş demektir. 25.04.2005 tarihlimuvafakat belgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını banka araştırmakla yükümlü değildir. Bu belgenin banka görevlilerinin el ve işbirliğiyle sahte olarak düzenlendiğine ilişkin bir iddia davacı tarafından ileri sürülmemiştir. Davacı sadece, belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Bu belgenin banka görevlilerinin işbirliğiyle hazırlandığına ilişkin bir idda ve delil getirilmediğine göre, belgedeki imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılması da, davanın çözümünde etkili olmayacaktır. Öyleyse davalı banka diğer eşin muvafakatini aramakla üzerine düşen özeni göstermiş sayılmalı ve taşınmazın tapu kütüğünde konutla İlgili bir şerh de bulunmadığına göre işlemde iyiniyetli kabul edilmeli, kazanımı Türk Medeni Kanununun 1023’ncü maddesi gereğince korunmalıdır. Davanın reddi bu sebeple sonucu bakımından doğrudur. Bu sebeple sayın çoğunluğun bozma kararına iştirak etmiyoruz.