21. Hukuk Dairesi 2013/8008 E. , 2014/4519 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Muğla 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2013
NUMARASI : 2011/1083-2013/707
Davacı, 30/07/2009 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptaline 6111 sayılı Yasadan yararlanarak ödediği ya da ödenecek olan primlerin iadesi istemine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, davacının 30/07/2009 tarihinden itibaren 2926 Sayılı Yasa kapsamındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile 6111 sayılı Yasadan yararlanarak ödediği yada ödenecek olan primlerin iadesi isteminden ibarettir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 30/07/2009 ile 01/03/2011 tarihleri arasındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptaline, o dönemlere ait ödenmiş primler varsa ödenmiş primlerin iadesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/10/1990-05/04/1997 ve 01/01/2003-01/03/2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin bulunduğu, çakışan dönemde 30/07/2009 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmalarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
01.10.2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan 2926 sayılı Yasanın 6/b maddesi ile "diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren sigortalılıkları sona ereceği" düzenlemesi ile Tarım Bağ-Kur sigortalılığı ile 506 Sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı çalışmaların çakışması halinde 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmalara üstünlük tanınacağı açıkça düzenlenmiştir.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 4/b-4 maddesi ile "tarımsal faaliyette bulunanların bu kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılacağını", 5510 sayılı Yasanın 8/3 maddesi " tarımsal faaliyeti bulunanların kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt tarihinden itibaren ilgili Kurum ve Kuruluş ve birliklerin sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek en geç bir ay içinde Kuruma vermekle yükümlü olduklarını, ayrıca tarımla uğraşanların kendilerinin de bildirim yapabileceklerinin belirtildiği" 5510 sayılı Yasanın 9/b-5 maddesi "Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girdiği tarihten itibaren sigortalılığının sona ereceği" bildirilmiş,3.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasanın 33 maddesi ile değiştirilen ve 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasanın sigortalılık hallerinin birleşmesi başlıklı 53/1 maddesinde ise "Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çakışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı" belirtilmiş ve aynı yasanın Geçici 33 maddesinde ise "Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmaz” hükmü getirilmiştir. İhtilaflı dönem itibariyle uygulanması gereken 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı yasanın 53/1 maddesinde "Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tâbi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı" bildirilmiştir.
İhtilaflı dönem olan 30/07/2009-01/03/2011 tarihleri arasında davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılık şartlarını taşıdığı ve önden başlayan sigortalılığın tarım Bağ-Kur sigortalılığı olduğu açıktır. Prim cetvelinden de somut olayda 5510 sayılı Yasanın geçici 17.maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak 5510 sayılı Yasanın 6/1-ı maddesinde ; Kamu idarelerinde ve Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın
5510 sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile de “Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan köy muhtarları ile (4) numaralı alt bendinde belirtilenler için 80 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen "otuz" ibaresi ile (4) numaralı alt bendinde belirtilenler için, bu Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde belirtilen "otuz" ibaresi, bu maddenin yürürlüğe girdiği yıl için "onbeş" olarak uygulanır ve prime esas günlük kazancın otuz katını geçmemek üzere takip eden her yıl için bir puan artırılır.”şeklinde bir düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda mahkemece 5510 sayılı Yasanın 6/1-ı maddesi kapsamında araştırma yapmadan karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davacının ihtilaflı dönemde sahip olduğu taşınmaz miktarı ve yaptığı tarımsal faaliyeti tespit etmek, sonra Türkiye Ziraat Odalar Birliğinden de görüş alarak davacının tarımsal faaliyeti sonucu yıllık tarımsal faaliyet gelirlerini belirlemek, ondan sonra bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırını tespit etmek ve davacının 5510 sayılı Yasanın 6/1-ı bendi kapsamına girip girmediğini belirleyip sonucuna göre ihtilaflı dönemde davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığı hakkında karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.