Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3596
Karar No: 2016/950
Karar Tarihi: 26.01.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/3596 Esas 2016/950 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/3596 E.  ,  2016/950 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyiz tetkiki davacılar ve davalılar vekilince istenmiş, davalılar ... ve ... vekilince duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 26.01.2016 Salı günü davalılar ... ve ... vekili Av. ... ve davacılar vekili Av. ... geldiler. Davalı ... tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    -K A R A R-

    Davacılar vekili, müvekkili ..."ın davalıların sürücüsü, maliki ve trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu araçta yolcu iken gerçekleşen tek taraflı kazada yaralanarak %100 oranında malul kaldığını, olay nedeniyle ..."le beraber annesi ve babası olan diğer müvekkillerinin de büyük üzüntü yaşadıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000 TL sürekli iş göremezlik zararının tüm davalılardan, davacı ... için 50.000 TL, davacı ... ve ... için ayrı ayrı 10.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 21.06.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 236.330,87 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili, olayda hatır taşıması bulunduğunu, tarafların arkadaş olması nedeniyle müvekkillerinin de çok yıprandığını, davacıların zararlarının karşılandığını ileri sürmüş, diğer davalı .... vekili ise, müvekkilinin davacıya ödeme yaptığını, davacının ise bu ödeme karşısında müvekkilini kayıtsız şartsız ibra ettiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 64.388,91 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."ya verilmesine, davalı ...."nin poliçe kapsamında sigorta limiti ile sınırlı ve dava tarihinden itibaren faizle sorumlu olmasına, davacı ... için 15.000 TL, davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ..."den müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, ceza yargılaması sırasında alınan ve kesinleşen bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa ve dosya içeriğine uygun bulunması sebebiyle mahkemece benimsenmesinde, uzman bilirkişiler tarafından belirlenen maluliyet oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekili, davalı .... vekili ve davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece hükme esas alınan 27.07.2013 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişi tarafından, olayda hatır taşıması olduğu gerekçesi ile bulunan nihai tazminat üzerinden %25 oranında hatır taşıması indirimi yapılmış, mahkemece de bu rakam üzerinden yine olayda hatur taşıması ve müterafik kusur olduğu iddiasıyla %35 oranında indirim daha yapılarak bakiye tazminata hükmedilmiştir.
    Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK.’nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Somut olayda, davacı ile sürücü yakın arkadaş olup, olay günü de eğlenmek için birarada oldukları ve hatır taşımasının bulunduğu hususu sabittir. Ancak davacının kaza anında emniyet kemeri takmadığı hususunda davalı tarafın iddiası olmakla beraber, mahkemece bu hususta yapılmış bir araştırma da bulunmamaktadır. Ayrıca hem hatır taşıması, hem de müterafik kusur hallerinde, bu hususun tazminatın bilirkişi tarafından hesabında dikkate alınması mümkün olmayıp, hakim gerekçesini kararında tartışmak ve hangisi için hangi oranda indirim yaptığını belirtmek suretiyle tazminattan kendisi hakkaniyet gereği indirim yapabilir.
    Bu durumda öncelikle mahkemece, davacının kaza anında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının anlaşılması ve bu hususun mevcut maluliyeti üzerindeki etkisinin belirlenmesi amacıyla taraf delilleri toplanmak suretiyle davacının kazada müterafik kusuru olup olmadığını belirlemesi, bilirkişiden tazminattan hiçbir şekilde hatır taşıması veya benzeri bir nedenle indirim yapmaksızın zararın belirlenmesi için ek rapor aldırılması, akabinde hatır taşıması veya ispatı halinde müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması halinde, ayrı ayrı indirim oranları ve gerekçeleri de belirtilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
    3-Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olayda, olayın meydana geldiği tarih, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, davacının kaza tarihindeki yaşı, kusur durumu gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı bir nebze hafifletebilmek için adalete uygun düşmemektedir.
    4-Davalı ...."nin, KTK.nun 99/1.maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının B.2-b.maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde davalı yönünden temerrüt gerçekleşmektedir. Dosya içeriğinden davacının dava öncesinde davalıya başvurduğu ve kendisine ödeme yapıldığı anlaşılmakla, tespit edilecek temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava tarihinden itibaren faiz uygulanması doğru olmamıştır.
    Kabule göre de;
    Davalı ...., dava öncesinde davacı tarafa 163.265,19 TL ödeme yapmış olup, poliçe limitinin bedeni zararlarda kaza tarihi itibariyle 175.000 TL olmasına göre, kalan bakiye poliçe limiti 11.734,81 TL"ir. Bu hususun kararda açıkça belirtilmemesi, infazda tereddüt yaratacak mahiyettedir.
    Ayrıca yine davalı sigorta şirketi, yargılama giderleri harç ve vekalet ücretinden bakiye poliçe limitinin hükmedilen tazminata oranı dahilinde sorumlu iken, hükmedilen tüm yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinden diğer davalılarla beraber sorumluluğuna hükmedilmiş olması da hatalı olmuştur.
    Bozma kapsam ve nedenine göre davalılar ... ve ... vekili ve davalı .... vekilinin vekalet ücretlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili, davalı .... vekili ve davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili, davalı .... vekili ve davalılar ... ve ... vekilinin, (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma kapsam ve nedenine göre davalılar ... ve ... vekili ve davalı .... vekilinin vekalet ücretlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ..., ..."e verilmesine, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davalılar ..., ..."den alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılara geri verilmesine 26/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi