19. Ceza Dairesi Esas No: 2015/18647 Karar No: 2017/10616 Karar Tarihi: 06.12.2017
2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/18647 Esas 2017/10616 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, İcra Ceza Mahkemesi tarafından görülen bir davada sanıkların İİK'nın 331, 334, 337/a, 338, 339 ve 343. maddelerine aykırı davranışları nedeniyle cezalandırılması istemiyle şikayet edildiği ancak bu suçlardan hüküm kurulmadığı için sanıkların beraat ettiği belirtilmiştir. Ancak mahkeme dosyasında bulunan belgeler ve tutanaklar incelendiğinde, sanıklara isnat edilen İİK'nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçundan beraatlerine karar verilmesinin hatalı olduğu ve mahkemece bu suçun oluşup oluşmadığının incelenip değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu suçun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerektiği belirtilerek, sanıkların borçlu şirket yetkilileri olduğu ve bu suçun oluşup oluşmadığının incelenip karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şu şekildedir: İİK'nın 331, 334, 337/a, 338, 339, 343 ve 333/a maddeleri ve 5271 sayılı CMK’nın 170. maddesi.
19. Ceza Dairesi 2015/18647 E. , 2017/10616 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Beraat
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Sanıklar hakkında İİK"nın 331, 334, 337/a, 338, 339, 343. maddelerine aykırılıktan cezalandırılması içinde şikayette bulunulduğu halde, bu suçlardan hüküm kurulmamışsa da mahallinde her zaman hüküm kurulması mümkün görülmüştür. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/11-472 E. 2014/533 K. ve 2014/11-301 E. 2014/551 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, dava açan belge olması nedeniyle müşteki tarafından icra ceza mahkemesine verilecek olan şikâyet dilekçesinin, şüpheli veya şüphelilerin isimleri ve şikâyet konusu olaya ilişkin bilgileri taşıması gerekli olmakla birlikte, bu dava dilekçesinin 5271 sayılı CMK’nın 170. maddesinde belirtilen iddianamenin bütün şekil şartlarını içermesi zorunluluğu bulunmamasına göre, somut olayda mahkeme dosyası içerisinde bulunan Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısına göre borçlu şirket yetkililerinin sanıklar ..., ..., ... olduğunun anlaşılması karşısında yapılan incelemede; Sanıklara isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket ticari defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri gerekirken, yazılı şekilde sanıkların beratine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 06/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.