18. Ceza Dairesi 2015/23184 E. , 2016/5372 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1- Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan hüküm kurulurken, TCK"nın 125/1. maddesi uygulanmadan doğrudan TCK"nın 125/3-a madddesinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş ise de, bu husus sonuca etkili olmadığından bozmayı gerektirmediği,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
TCK"nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapıldıktan sonra belirlenen hapis cezasının 1 yıl 2 ay 17 gün yerine 1 yıl 2 ay 24 gün olarak belirlenmesi suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ..."ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının tebliğnameye uygun olarak, uygulamaya göre sonuç hapis cezasının "1 yıl 2 ay 17 güne" indirilmesi biçiminde HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- TCK"nın 265. maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla "seçenekli hareketli" ve "amaçlı bir fiil" olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alındığında, olay günü uyuşturucu madde etkisi altında çevreye rahatsızlık vermesi nedeniyle polis memurlarınca olay yerine gidilmesi, sanığın polislere cüzdanının çalındığını ve yaralandığını beyan etmesi üzerine polislerin müracaatını almak için sanığı polis merkezine götürmek istemeleri, sanığın da gitmek istemeyerek polislere hakarette bulunması, bunun üzerine polislerin zor kullanarak sanığı ekip aracına bindirmeleri biçimindeki eylemde, tutanak içeriği, müşteki polislerin beyanları ile müşteki polisler hakkında adli rapor bulunmamasından, kamu görevlisine görevini yaptırmamak için gerçekleştirilen cebir veya tehdit eyleminde bulunulduğunun anlaşılamaması karşısında, direnme suçunda aranan cebir veya tehdit unsurlarının gerçekleşmemesine rağmen mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Kabule göre de; sanığın polis aracına binmekte zorluk çıkarması sırasında bıçak kullandığına dair herhangi bir delil bulunmamasına rağmen, bu hususta ek savunma da verilmeden TCK"nın 265/4 maddesinin uygulanması,
Kanuna aykırı ve sanık ..."ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/03/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.