Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/23425 Esas 2017/14794 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/23425
Karar No: 2017/14794
Karar Tarihi: 29.11.2017

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/23425 Esas 2017/14794 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2016/23425 E.  ,  2017/14794 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı tarafından bireysel kredisi sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda; takibe konu kredi sözleşmesinde ve hesap kat ihtarnamesinde adi kefil olduğunu, hakkında takip yapılabilmesi için önce asıl kredi borçlusuna başvurulmuş olması gerektiğini, bu yola başvurulmadan hakkında icra takibi başlatılmasının usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin iptali ile maaşı ve aracı üzerindeki hacizlerin fekkini ve yapılan kesintilerin iadesini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
    İcra takibinin dayanağı olan bireysel kredi sözleşmesine, şikayetçi borçlunun kefil olduğu görülmektedir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinin 6. fıkrası; "Tüketici işlemlerinde, tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatlar, her ne isim altında olursa olsun adi kefalet sayılır" düzenlemesini içermektedir.
    Anılan hüküm emredici nitelikte olup, kamu düzenine ilişkin olmakla, borçlu, İİK."nun 16/2. maddesi gereğince süreye bağlı olmaksızın şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurabilir.
    Somut olayda, borçluya verilen krediye ilişkin sözleşmenin “Bireysel Kredi Sözleşmesi” başlığını taşıdığı ve sözleşmenin içeriği itibariyle de kredinin tüketici kredisi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece, yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönündeki hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.