Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/4607
Karar No: 2009/5763

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/4607 Esas 2009/5763 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Bu dava, bir taşınmazın satın alındıktan sonra davalı tarafından boşaltılmayarak müdahalede bulunulduğunu ileri süren davacının elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemi üzerine açılmıştır. Davalı, taşınmazın satış bedelini almadığını ve teminat olarak davacıya temlik ettiğini, işlemin şekil şartlarının da taşımadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davalının korunmaya değer haklı bir nedeni olmaksızın taşınmaza ikamet etmek suretiyle elatma yaptığı gerekçesiyle davacının taleplerini kabul etmiştir. Ancak kararın gerekçeli kısmında sadece elatmanın önlenmesine ilişkin hüküm kurulmuş ve ecrimisil yönünden bir karar verilmemiştir. Kararın gerekçesinin eksik olması ve kısa kararla çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti ve yargıçların bağımsızlığı ilkesine aykırıdır. Bu sebeple, Yargıtay kararı bozmuş ve davayı yeniden görülmesine hükmetmiştir.
Kanun maddeleri: HUMK'nun 376, 388, 389, ve 428. maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2009/4607 E.  ,  2009/5763 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DÖRTYOL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 13/02/2009
    NUMARASI : 2008/555-2009/152

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalıdan satın alarak kayden paydaşı olduğu 96 parsel sayılı taşınmaza, davalının boşaltıp teslim etmeyerek müdahalede bulunduğunu ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir.
    Davalı, çekişme konusu taşınmazın satış bedelini almadığını, teminat olarak davacıya temlik ettiğini ve bu konuda protokol düzenlediklerini, işlemin şekil şartlarını da taşımadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalının çekişmeli taşınmaza korunmaya değer haklı bir nedene dayanmaksızın ikamet etmek suretiyle elattığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, kısa kararda "elatmanın önlenmesi ve ecrimisile", gerekçeli kararda ise, sadece "elatmanın önlenmesine" hükmolunmuştur.
    Bilindiği üzere;  tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK.nun 376. maddesine göre; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.  
    Nevarki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.           
    İşte bu gibi hallerde HUMK.nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.  Oysa, mahkemece kısa kararda  ecrimisil yönünden de davanın kabulüne hükmolunduğu halde, gerekçeli kararda bu konuda hüküm kurulmadığı görülmektedir.
    Öyle ise, değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir. Hal böyle olunca, hükmün 10.04.1992 gün, 1992/7 Esas, 1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  14.05.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.  

     


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi