Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2016/596
Karar No: 2019/363

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/596 Esas 2019/363 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2016/596 E.  ,  2019/363 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 19. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : İSTANBUL 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza
    Sayısı : 669-273

    5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na muhalefet suçundan sanık Mehmet Işık"ın aynı Kanun"un 5728 sayılı Kanun ile değişik 81/4, TCK’nın 62/1 ve 52 maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasına ilişkin İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesince verilen 17.09.2008 tarihli ve 981-1176 sayılı kararın kesinleşmesinden sonra sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle dosyayı ele alan İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesince 11.04.2013 tarih ve 669-273 sayı ile açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına, sanığın 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun ile değişik 71/1, 81/13, TCK’nın 62/1 ve 51. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve ertelemeye karar verilmiştir.
    Hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 19. Ceza Dairesince 08.12.2015 tarih ve 16332-8236 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 03.02.2016 tarih ve 186766 sayı ile;
    "...İtiraza konu husus CMK"nın 231. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmesi sonrasında, denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, duruşma açılarak yapılan yargılama neticesi kurulan hükümle değişiklik yapılıp yapılamayacağına ilişkindir.
    Yerel Mahkemece 17.09.2008 tarihinde sanığın 5846 sayılı Kanun"un 81/4, TCK"nın 62/1, 52 ve CMK"nın 231. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 25.09.2008 tarihinde kesinleştiği, denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında yapılan bildirim üzerine duruşma açılarak yapılan yargılama neticesinde ise bu kere sanığın 5846 sayılı Kanun"un 71/1, 81/13, TCK 62/1, 51. maddeleri gereğince 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, ertelemeye ve 2 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    5271 sayılı CMK"nın 231/11. fıkrasında, "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurulabilir" hükmüne yer verilmiştir.
    Anılan yasal düzenleme karşısında, daha önce hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ve denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanıkla ilgili olarak, CMK"nın 231/11. maddesi gereğince, açıklanması daha evvel geri bırakılan hükümde herhangi bir değişiklik yapma imkânı bulunmamaktadır.
    Bu anlamda sanık hakkındaki hükmün ilk şekliyle açıklanması, açıklanan bu hükümdeki hukuka aykırılıkların ise temyiz veya kanun yararına bozma yoluyla yapılacak inceleme sonucunda giderilebileceği kabul edilmelidir.
    Dolayısıyla, Yerel Mahkemece evvelce verilen hükmün açıklanması ile yetinilmesi gerekirken ilk hükümden farklı olarak sanık aleyhine yazılı biçimde fazla ceza verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu," görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 19. Ceza Dairesince 16.02.2016 tarih, 445-2004 sayı ve oy çokluğuyla itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; CMK"nın 231. maddesi uyarınca hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi hâlinde önceki hükmün aynen açıklanması gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Katılanların vekilleri aracılığıyla sunduğu 12.02.2007 tarihli dilekçe ile sanığa ait Işık Video Club isimli iş yerinde hak sahibi oldukları eserlerin bulunduğu bandrolsüz ve taklit CD/DVD"lerin satışa sunulduğundan bahisle arama yapılmasını talep etmeleri ve sanıktan şikâyetçi olmaları üzerine Şişli 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 12.02.2007 tarihli ve 1036 d. iş sayılı arama kararına istinaden sanığa ait iş yerinde 13.02.2007 tarihinde yapılan aramada 620 adet VCD film, 415 adet DVD film, 250 adet PC-DVD oyun ve 32 adet play station 2 DVD oyun olmak üzere toplamda 1.327 adet bandrolsüz ve taklit CD/DVD"nin ele geçirildiği,
    Katılanlar vekilleri tarafından ibraz edilen 20.02.2007 havale tarihli dilekçe ve eklerinde; Warner Bros Film ve Video San. Tic. A.Ş."nin hak sahibi olduğu belirtilen "Da Vinci Code" ve "Superman Returns", United International Pictures Filmcilik ve Tic. Ltd. Şti."nin hak sahibi olduğu belirtilen "Pirates of the Caribbean 2" ve "Mission Impossible 3", Özen Filmcilik ve Sinemacılık Türk A.Ş."nin hak sahibi olduğu belirtilen "Ice Age 2" isimli sinema eserlerine ait sinema eseri kayıt tescil belgelerinin bulunduğu, katılanlar vekillerinin hak sahibi oldukları sinema eserleri yönünden sanıktan şikâyetçi oldukları, arama tutanağına göre şikâyetçi olunan sinema eserlerinin arama sonucu ele geçirilen eserler arasında olduğunun tespit edildiği,
    Bandrolsüz olan eserleri satışa arz ettiği iddiasıyla sanık hakkında 5846 sayılı Kanun"a muhalefet suçundan kamu davası açıldığı, Yerel Mahkemece 17.09.2008 tarih ve 981-1176 sayı ile aynı suçtan 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun ile değişik 81/4, TCK’nın 62/1, 52, maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği ve kararın itiraz edilmeden 25.09.2008 tarihinde kesinleştiği,
    Sanığın denetim süresi içerisinde 22.01.2012 tarihinde işlemiş olduğu tehdit ve hakaret suçları nedeniyle Tekirdağ 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 13.09.2012 tarihli ve 269-600 sayılı kararıyla kesin nitelikte 1.860 TL adli para cezası ve temyiz edilmeden 11.10.2012 tarihinde kesinleşen 6 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
    Tekirdağ 1. Sulh Ceza Mahkemesince yapılan ihbar üzerine dosyayı yeniden ele alan Yerel Mahkemece 11.04.2013 tarih ve 669-273 sayı ile açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına, hükümde değişiklik yapılmak suretiyle sanığın 5846 sayılı Kanun"a muhalefet suçundan aynı Kanun’un 5728 sayılı Kanun ile değişik 71/1, 81/13, TCK’nın 62/1, 51. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve ertelemeye karar verildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Sanık kollukta; iş yerini yeni devraldığını, mal sayımının devam ettiğini, korsan CD"leri imha etmek için ayıkladığını, imha edemeden polislerin iş yerindeki korsan CD"lere el koyduklarını, Cumhuriyet Başsavcılığında, Işık Video Club isimli iş yerinin sahibi olduğunu, iş yerini Şubat ayında Mahmut isimli şahıstan satın aldığını, henüz mal sayımı dahi yapmadığını, daha sonra polislerin iş yerinde arama yaptığını, gözlerinden rahatsız olduğunu, hiçbir iş yerinde bir iki aydan fazla çalışamadığını, fakir olduğunu, para cezasını ödeme gücünün olmadığını, uzlaşmak istemediğini, Mahkemede ise; iş yerini Mahmut isimli şahıstan yeni aldığını, mal sayımının yapılmadığını, iş yerinin olaydan sonra 20.04.2007 tarihinde açıldığını, 30.04.2007 tarihinde de kapandığını, korsan CD satışından hiç kazanç elde etmediğini ve pişman olduğunu,
    Savunmuştur.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 23. maddesi ile kabul edilmiş, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkra ile büyükler için de uygulamaya konulmuş, aynı Kanun’un 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanun’un 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılıklar hariç tutulmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tabi kılınmıştır.
    Başlangıçta yetişkin sanıklar yönünden yalnızca şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak, hükmolunan bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasa’nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezalarına ilişkin suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiş, 6008 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle maddenin 6. fıkrasının sonuna "Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez" cümlesi; 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle de maddenin 8. fıkrasına "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir.
    5560, 5728, 6008 ve 6545 sayılı Kanunlar ile 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
    1) Suça ilişkin olarak;
    a- Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
    b- Suçun Anayasa"nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
    2) Sanığa ilişkin olarak;
    a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm edilmemiş olması,
    b- Yargılamaya konu kasıtlı suçun, sanık hakkında daha önce işlediği başka bir suç nedeniyle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin denetim süresi içinde işlenmemiş olması,
    c- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
    d- Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
    e- Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması,
    Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
    Tüm bu şartların varlığı hâlinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve on sekiz yaşından büyük olan sanıklar beş yıl, suça sürüklenen çocuklar ise üç yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulacaktır.
    Sanık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davrandığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşürülmesine karar verilecektir.
    Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması hâlinde, açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesi uyarınca düşmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
    Kanun koyucu, kişi hakkında kurulan hükmün hukuki sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile belirli şartların gerçekleşmesi hâlinde kişilerin işledikleri birtakım suçlardan dolayı adli yönden lekelenmemeleri için bir fırsat tanımak istemiştir.
    Bu bağlamda Ceza Genel Kurulunun birçok kararında da açıkça belirtildiği gibi, şartlı bir düşme nedeni oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, objektif şartların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, zararın giderilmesi) varlığı hâlinde, 6008 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce resen, bu değişiklikten sonra ise sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması hâlinde mahkemece diğer kişiselleştirme hükümleri olan seçenek yaptırımlara çevirme ve ertelemeden önce değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile ilgili bu genel açıklamalardan sonra açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükmün açıklanması üzerinde durulması gerekmektedir.
    5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrası; "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir." hükmünü taşımaktadır.
    Görüldüğü üzere açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanabilmesi için iki hâlden birinin gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Buna göre, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya mahkemece kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmemesi/getirememesi hâlinde hüküm açıklanacaktır.
    Denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkûm olunması durumunda hükmün açıklanabilmesi için bu ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir. Deneme süresi içerisinde işlenen ikinci suçun bu süre içerisinde kesinleşmesi gibi bir zorunluluğa madde metninde yer verilmemiştir. Ancak mahkeme sanığın denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan verilen mahkûmiyet kararının kesinleşmesinden sonra hükmü açıklayabilecektir. İkinci suçun doğrudan ya da olası kastla işlenmesinin bir önemi yoktur. İkinci suçun şikâyete bağlı veya resen soruşturulan bir suç olması da sonuca etkili değildir. Yine ikinci suçtan verilen mahkûmiyetin, adli para cezası ya da hapis cezası olması yanında TCK"nın 50. maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilmiş veya kesin nitelikte olmasının da bir önemi yoktur. Kanun koyucu ikinci suçun kasıtlı bir suç olmasını yeterli görmüş, ikinci suçtan verilecek mahkûmiyet hükmünün niteliği konusunda bir sınırlama getirmemiştir. İkinci suçun taksirle işlenmesi durumunda ise bilinçli taksir de olsa hüküm açıklanamayacaktır.
    Öte yandan, 5271 sayılı CMK"nın 230 ve 232. maddeleri uyarınca, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya mahkemece kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmemesi/getirememesi hâlinde mahkemece açıklanacak hükümde, CMK"nın 223. maddesine göre verilen kararın ne olduğu, uygulanan kanun maddeleri, tayin olunan ceza miktarı ve kanun yollarına başvurmanın mümkün olup olmadığı hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmeli, öncelikle denetime imkân verecek şekilde, diğer taraftan kesinleştiğinde başka bir kararın varlığını gerektirmeden infaza esas alınabilecek nitelikte bir hüküm kurulmalı, açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükme atıf yapmakla yetinilmemelidir.
    5271 sayılı CMK’nın 231/11. madde ve fıkrasında, açıklanması geri bırakılan hükmün ne şekilde açıklanacağı ve hükümde değişiklik yapılıp yapılamayacağı hususuna gelince;
    Denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi nedeniyle, açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanıp açıklanmayacağı hususunda öğretide;
    "Burada yanıtlanması gereken sorun, sonradan koşullarının gerçekleşmiş olması nedeniyle mahkemenin hükmü açıklaması gereken durumlarda, önceki hükümde bir değişiklik yapıp yapamayacağı ve bu çerçevede hapis cezasının ertelenmesine ya da seçenek yaptırıma karar verip veremeyeceğidir. Biz, mahkemenin önceki kararında bir değişiklik yapamayacağı ve bu nedenle de bu aşamada erteleme ya da başka bir yaptırıma karar veremeyeceği düşüncesindeyiz." (Bahri Öztürk-Durmuş Tezcan-Mustafa Ruhan Erdem-Özge Sırma-Yasemin Saygılar Kırıt-Özdem Özaydın-Esra Alan Akcan-Efser Erden, Nazari ve Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin, 10. Baskı, 2016, s.636-637.); "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması hâlinde, mahkeme hükmü açıklar. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren hâkim ile hükmü açıklayan hâkimin farklı olması hâlinde, hükmü açıklayan hâkim açıklanmayan hükümde veya hüküm fıkrasında hukuka aykırılık tespit etse dahi hükmü değiştiremez; sadece açıklar. Bu hata ancak kanun yolunda giderilebilir." (Nur Centel-Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta, 14. Baskı, 2017, s. 807.) şeklinde görüşler bulunmaktadır.
    CMK"nın 231/11. maddesine göre; mahkemenin, sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere bilerek aykırı davranması hâlinde hükmü aynen açıklamakla yükümlü olduğu, kendisine yüklenen yükümlülükleri elinde olmayan sebeplerle yerine getiremeyen sanığın ise durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşulların varlığı hâlinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verebileceği anlaşılmaktadır.
    Öte yandan, ilk hükümde uygulama şartlarının oluşmasına rağmen fark edilmeyen veya uygulanması unutulan 5846 sayılı Kanun"un ilgili maddelerinin (örneğin; somut olayda olduğu gibi bandrolsüz olarak satışa arz edilen sinema eserleri yönünden hak sahipleri tarafından şikâyetçi olunması durumunda 5846 sayılı Kanun"un 71/1 ve 81/13. maddelerinin uygulanması gerektiği hususunun fark edilmemesi durumu), hükmün açıklandığı sırada uygulanarak sanık hakkında daha ağır bir cezaya hükmolunabileceğinin kabul edilmesi mümkün değildir. Kişilerin işledikleri birtakım suçlardan dolayı adli yönden lekelenmemeleri için bir fırsat ve bu anlamda sanık ile Devlet arasında imzalanmış bir sözleşme anlamına gelen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulandığı hâllerde, sanık denetim süresi içerisinde bir daha kasıtlı bir suç işlememeyi, Devlet ise sanığa lekelenmeme hakkı tanımakta ve belirli bir süre içerisinde kasıtlı başka bir suç işlememesi hâlinde cezanın düşürüleceğini taahhüt etmektedir. Sanığın, Devlete verdiği sözü tutmayıp denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi durumunda ise kanun koyucu açıklanması geri bırakılan cezanın aynen açıklanmasını öngörmüştür. Dolayısıyla açıklanması geri bırakılan hükümde değişiklik yapılmak suretiyle sanığın daha fazla cezalandırılmasına karar verilmesi, bir nevi sözleşmeye aykırılık anlamına geleceği gibi kişilerin Devlete ve adalete olan güvenlerinin de sarsılmasına neden olacaktır. Diğer yandan, ilk hükümdeki hukuka aykırılıkların ileride sanık tarafından kazanılmış hak konusu olma ihtimali de göz önüne alındığında, mahkeme tarafından uygulanması unutulan veya fark edilmeyen herhangi bir hususun ancak aleyhe başvuru olması hâlinde temyiz veya istinaf yoluyla giderilebileceği, özellikle sanık aleyhine olacak şekilde hükmün düzeltilemeyeceği veya değiştirilemeyeceği kabul edilmelidir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na muhalefet suçundan sanık ... hakkında, Yerel Mahkemece 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun ile değişik 81/4, TCK’nın 62/1 ve 52 maddeleri uyarınca verilen 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin mahkûmiyet hükmünün CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakıldığı, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle açıklanması geri bırakılan hüküm CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanırken sanık hakkında bu kez bandrolsüz olarak satışa arz edilen sinema eserleri yönünden hak sahiplerinin şikâyetçi olması sebebiyle 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun ile değişik 71/1, 81/13, TCK’nın 62/1 ve 51/1-3-7 maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve ertelemeye karar verildiği olayda; CMK’nın 231/11. maddesindeki emredici hüküm uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanması gerektiğinden, açıklanması geri bırakılan hükümde değişiklik yapılarak sanığın aleyhine olacak şekilde daha ağır bir cezanın belirlenmesine ilişkin Yerel Mahkeme hükmünde isabet bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne, Özel Dairenin onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkemece sanık ... hakkında 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na muhalefet suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün, CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün CMK"nın 231/11. maddesi gereğince aynen açıklanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 08.12.2015 tarihli ve 16332-8236 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
    3- İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 11.04.2013 tarihli ve 669-273 sayılı hükmünün, CMK"nın 231. maddesi uyarınca hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle önceki hükmün aynen açıklanması gerektiği gözetilmeden, hükümde değişiklik yapılarak sanığın aleyhine olacak şekilde hüküm tesisi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 30.04.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi