Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/8345 Esas 2016/922 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8345
Karar No: 2016/922

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/8345 Esas 2016/922 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/8345 E.  ,  2016/922 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkilinin davalı ..."dan boşandığını ancak boşanma davası sırasında mal kaçırma amacı ile dava konusu kooperatif üyeliğini diğer davalı annesi ..."ya devrettiğinden muvazaalı satışın iptalini talep etmiştir.
    Davalı ..., devrin davacının bilgisi dahilinde yapıldığını kooperatif aidatlarının zaten kendisi tarafından ödendiğini ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı ve davalı ... arasındaki boşanma davası devam ederken, davalının annesine yaptığı kooperatif hissesinin devrinin muvazaalı olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, Borçlar Kanunu"nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Ancak, danışıklı işlem ile üçüncü kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsene-
    bilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olmalıdır.
    Somut olayda, davacı ve davalı ..."nın boşandığı ancak boşanma davası sonucunda davacı lehine mali haklara hükmedilmediği gibi aralarında malların tasfiyesine ilişkin bir davanın olduğu yönünde iddia ve delilde sunulmadığı, bir başka deyişle davacının anılan davalıdan bir alacağı olmadığı bu aşamada hukuki yararı bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 26.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.