Esas No: 2021/1557
Karar No: 2022/5664
Karar Tarihi: 08.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1557 Esas 2022/5664 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi, davacı vekilinin dava dışı sigortalının uğradığı zararın müvekkilince tazmin edildiğini, dolayısıyla taşıyanın sorumluluğunun söz konusu olduğunu belirterek davalılar aleyhine takip başlattı. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, mahkeme yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verdi. Davacı vekili tarafından istinaf edilen kararın esastan reddine karar verildi. Davacı vekilinin temyiz başvurusu ise, dava değerinin 40.000,00 TL'yi geçmemesi nedeniyle reddedildi.
Kanun Maddeleri:
- HMK'nın 353/1.b.1. maddesi: Yetki itirazlarında birinci derece mahkemenin yetkisi bulunmadığı hallerde, yetki itirazı sebebiyle davanın usulünden reddine karar verileceğini belirtir.
- HMK'nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi: Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamayacağını belirtir.
- HMK'nın 366. maddesi: Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerektiğini belirtir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17.02.2020 tarih ve 2018/484 E- 2020/52 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.12.2020 tarih ve 2020/1495 E- 2020/1405 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı sigortalı Art Meyve Tarım Hayvancılık İnşaat Nak. İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş.'ye ait emtianın nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ve Abonman Sözleşmesi ile müvekkili tarafından teminat altına alındığını, müvekkilinin sigortalısına ait nar emtiasının teslimi sırasında yapılan kontrollerde emtianın bir kısmının çürüdüğünün ve üzerinde lekelenmeler olduğunun tespit edildiğini, eksperlerce, taşıma sıcaklığının +5 derece olmasına rağmen seyir sırasında sıcaklığın yüksek olduğunun tespit edilerek; taşıma sırasında arzu edilen ısı derecesinin sevkiyat süresince sağlanamamış olması nedeniyle emtianın bozulduğu kanaatine varıldığını, alıcı firma tarafından emtiaların ayıklanarak zarar bedeline ilişkin borç makbuzu düzenlendiğini ve zarar tutarının müvekkilinin sigortalısından talep edildiğini, davalı DSV Hava ... A.Ş. tarafından navlun faturasının düzenlenerek navlun ücretinin bizzat tahsil edildiğini, davalı COSCO SHIPPING'in 29.01.2018 tarihli COEU9002117740 numaralı konşimentoyu düzenlemiş olup, dava konusu olayda TTK m.1191 gereğince fiili taşıyan konumunda olduğunu, davadışı sigortalının uğradığı zararın müvekkilince tazmin edildiğini, müvekkilinin 6102 sayılı TTK'nın 1472. maddesine göre hukuken sigortalının haklarına halef olduğunu, taşıyanın hem kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermediğini, hem de hasarın eşyanın kendi hakimiyetinde bulunduğu sırada meydana geldiğini, dolayısıyla TTK 1178. maddesi uyarınca taşıyanın sorumluluğunun söz konusu olduğunu, davalı borçlular aleyhine başlattıkları takibe borçlular tarafından yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olup iptali gerektiğini ve davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cosco Shipping Lines(Europe) GMBH ye İzafeten Cosco Shipping Lines Denizcilik A.Ş. vekili davanın usulden, husumet yokluğundan ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı DSV Hava ve Deniz Taşımacılığı A.Ş. yönünden işbu dosyadan tefrik kararı verilerek, kararı veren ilk derece mahkemesinin 2020/61 E. sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre dava konusu uyuşmazlığın yabancı unsur taşıması, mahkeme yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması, uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması ve konişmentoya yetki ve uygulanacak hukuka ilişkin konulan şartın geçerli ve bağlayıcı olduğu, mahkemenin yetkili olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin milletlerlerarası yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesinde, HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
HMK'nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK'nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibarile 72.070.- TL'dir. Dava değeri 9.144,49 TL olup yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik temyiz isteminin REDDİNE, işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine,
08.09.2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.