Esas No: 2016/647
Karar No: 2020/5206
Karar Tarihi: 22.12.2020
Danıştay 7. Daire 2016/647 Esas 2020/5206 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/647
Karar No : 2020/5206
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Dış Ticaret Ayakkabı İnşaat Sanayi Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : .. Bakanlığı adına
… Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. … - Aynı adreste
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına 2012 ve 2013 yıllarında tescilli 5 adet beyanname kapsamında ithal edilen “ayakkabı” cinsi eşyanın bedelinin 2007/2 sayılı İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğ hükümleri uyarınca gözetim kıymetine yükseltilmesi suretiyle beyan edilmesi nedeniyle, eşyanın kıymetinden fazlasına ilişkin olarak ödenen … tarih ve … sayılı beyanname kapsamında katma değer vergisinin diğer beyannameler kapsamında gümrük ve katma değer vergilerinin iadesi istemlerinin reddine ilişkin işlemlere vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali ile vergilerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Dosyasının incelenmesinden; gözetim belgesi ibraz edilmeksizin gözetim belgesini gerektirmeyecek tutarın yurtdışı gider olarak beyan edilmesi suretiyle gerçekleştirilen ithalatta, gözetim belgesinin vergisel bir yükümlülük getirmediği sadece ileriye dönük alınacak korunma tedbirlerine hizmet eden idari bir prosedür olduğu, bu nedenle ithalatçının beyanda bulunurken iradesini sakatlayacak bir durum olmadığı halde gözetim uygulamasından kaçınılmak maksadıyla tamamen kendi iradesiyle yurt dışı gider beyan edilerek ithalatın gerçekleştirildiği, uyuşmazlık konusu edilen tahakkukun kaynağı olan yurt dışı giderlerin gözetim belgesi alma yükümlülüğünden kurtulmak için beyan edildiği, ileride alınacak korunma tedbirlerine veri ve kaynaklık oluşturacak düzenleme vergisel bir yükümlülük getirmediğinden, davacının kendi beyanı üzerine yapılan tahakkukların iptali amacıyla yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Eşyanın gerçek kıymetinin ihracatçı firmaya ödenen bedel olduğu, ithalat işlemlerinin tamamlanabilmesi için zorunlu olarak gözetim kıymetine yükseltmek suretiyle kıymet beyanında bulunduklarını ve ödenmemesi gereken vergiyi ödediklerini ileri sürmektedirler.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 23 ve devamı maddelerinde eşyanın gümrük kıymetinin nasıl belirleneceği kurala bağlanmıştır. Olayda, davacı tarafından ithal edilen eşyanın beyan edilen kıymetinin, İthalatta Gözetim ve Korunma Uygulanmasına İlişkin Tebliğde öngörülen kıymetin altında olması sebebiyle, gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu getirilmiş ise de, sözü edilen Tebliğde belirtilen birim kıymet, eşyanın, 4458 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenmiş gerçek kıymeti değildir. Bu bakımdan, gözetim önlemlerinin yanlış uygulanması suretiyle ödenen verginin iadesi isteminin reddine dair karara vaki itirazın reddi yolundaki işlemde isabet bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına tescilli beyannameler kapsamında, İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğle belirlenen birim kıymetle, eşyanın faturasında yazılı kıymeti arasındaki farkın yurt dışı gider olarak beyan edilmesi suretiyle ithal edilen eşyanın, anılan Tebliğ uyarınca beyan edilen kısmına isabet eden gümrük ve katma değer vergilerinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair karara vaki itirazın reddi yolunda tesis edilen işlemin iptali ile ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 211. maddesinde, kanunen ödenmemeleri gerektiği halde ödenmiş olduğu belirlenen gümrük vergilerinin geri verileceği, kanunen tahakkuk ettirilmemeleri gerektiği halde tahakkuk ettirilen gümrük vergilerinin kaldırılacağı hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan, yürürlükten kaldırılan 1615 sayılı Gümrük Kanunu'nun 87. maddesi ile ilgili olarak, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 02/07/1966 tarih ve E:1965/13, K:1966/6 sayılı kararında, aykırı içtihatlar, tahsil olunan gümrük vergilerinin anılan madde uyarınca geri verilebilmesinin, yanlışlıkla veya fuzulen tahsil olunduklarının açıkça anlaşılması koşuluyla olanaklı bulunduğu yolunda birleştirilmiştir. Bu bakımdan; 4458 sayılı Kanun'un benzer hükümler taşıyan 211. maddesinin uygulanmasında da, iadesi istenen gümrük vergilerinin kanunen ödenmelerinin veya tahakkuk ettirilmelerinin gerekmediğinin, açıkça; yani, herhangi bir inceleme, araştırma ve yoruma gerek olmaksızın anlaşılabilir olması koşulu aranmalıdır.
Anılan Kanun'un 24. maddesinde, ithal eşyasının kıymetinin, eşyanın satış bedeli olduğu; satış bedelinin, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28. maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyat olduğu; 25. maddesinin 1. fıkrasında, 24. madde hükümlerine göre belirlenemeyen gümrük kıymetinin, bu maddenin 2. fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bendlerinin sıra halinde uygulanmasıyla belirleneceği; eşyanın gümrük kıymetinin bir üst bent hükümlerine göre belirlenebildiği sürece bir alt bent hükümlerinin uygulanmayacağı hükümlerine yer verilmiş; 26. maddesinde ise, 24 ve 25. madde hükümlerine göre belirlenemeyen ithal eşyasının gümrük kıymetinin, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII. Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmanın, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII. maddesinin ve bu bölüm hükümlerinin prensip ve genel hükümlerine uygun yöntemlerle ve Türkiye'de mevcut veriler esas alınarak belirleneceği öngörülmüş; GATT'ın VII. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşmanın 17. maddesinde de, bu Anlaşmada yer alan hiçbir hükmün, gümrük idaresinin, gümrük kıymetinin belirlenmesi ile ilgili olarak ibraz edilen tutanak, belge veya beyannamenin gerçeklik veya doğruluğunu araştırma hakkını sınırlamayacağı ve bu hakkı tartışma konusu haline getirecek şekilde yorumlanamayacağı hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, ithal edilen eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle, satış bedelinin esas alınması; satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
İthalatta uygulanacak gözetim ve korunma önlemleri, Türk Mevzuatında, 29/01/1995 tarih ve 22186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 26/01/1995 tarih ve 4067 sayılı Kanun'la onaylanması uygun bulunan ve 25/02/1995 tarih ve 22213 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 03/02/1995 tarih ve 1995/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasının ekinde yer alan ve bu anlaşmanın ayrılmaz parçasını teşkil eden Korunma Tedbirleri Anlaşması ile yerini almıştır.
Gözetim uygulamasında, Dış Ticaret Müsteşarlığınca, yerli üreticilerin talebi üzerine veya re'sen, belli bir malın ithalatının, o malın yerli üreticileri ve ülke ekonomisi üzerinde olumsuz sonuçlar yaratıp yaratmadığının tespit edilmesi amacıyla incelemeye başlanılarak, inceleme sonucunda gözetim uygulaması öngörülebilmektedir. Gözetim uygulaması başlatılması durumunda, herhangi bir korunma tedbirinden söz edilemez. Yani bu aşamada, o malın ithalatında herhangi bir kısıtlama, vergi oranında artış, eşik kıymet belirlenmesi veya ek mali yükümlülük uygulaması söz konusu olmamaktadır. Sadece, bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için, sadece o malın ithalatında, Dış Ticaret Müsteşarlığınca düzenlenen bir ''gözetim belgesi''nin ibrazı zorunluluğu getirilir. Gözetim belgesinin ibrazı zorunluluğu ise, o malın, belli bir değerin altında kıymetle ithal edilmek istenmesi durumuna münhasır olmaktadır.
Gözetim uygulaması öngörülmesi aşamasında, gözetim önlemi uygulanmasına karar verilen eşyanın, belirlenen bir kıymetin altında ithal edilmek istenilmesi halinde, sadece, ''gözetim belgesi'' ibrazı zorunluluğu getirildiğinden, bu zorunluluğa uyulmaması hali, Gümrük Kanunu hükümlerine göre ek tahakkuk yapılmasını gerektirir bir durum değildir.
Olayda, davacı tarafından ithal edilen eşyanın beyan edilen kıymetinin, İthalatta Gözetim ve Korunma Uygulanmasına İlişkin Tebliğde öngörülen kıymetin altında olması sebebiyle, gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu getirilmiş bulunmaktadır. Tebliğde belirtilen birim kıymet, eşyanın, Gümrük Kanunu hükümlerine göre belirlenmiş gerçek satış bedeli olmadığından, gözetim önlemlerinin yanlış uygulanması suretiyle ödenen verginin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair karara vaki itirazın reddi yolunda tesis edilen işlemde ve davayı reddeden mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Nitekim, aynı konuya ilişkin olarak Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca verilen 19/02/2020 tarih ve E:2020/1, K:2020/1 sayılı bölge idare mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın giderilmesi hakkında karar da aynı yöndedir.
Öte yandan, davacının faiz isteminin de bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararda ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. .... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı gerekçeler karşısında, temyize konu vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile sözü geçen kararın onanması gerektiği görüşüyle, bozma kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.