11. Hukuk Dairesi 2017/5170 E. , 2019/1744 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/02/2017 tarih ve 2015/159 E. - 2017/56 K. sayılı kararın davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 21/09/2017 tarih ve 2017/831-2017/812 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2013/16708 başvuru numarası ile "SUNPRENE" ibareli markayı 1. sınıfta tescili için davalı kuruma başvurduğunu, davalı şirketin 2011/104515 sayılı "SOLPRENE" ibareli markasına dayalı olarak bu başvuruya itiraz ettiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın reddedildiğini, bu karara karşı yapılan itirazın ise ... tarafından kabul edildiğini, oysa müvekkilinin başvurusu ile redde mesnet marka arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak iltibasa sebebiyet verebilecek bir benzerlik bulunmadığını, zira "PRENE" ibaresinin plastik, kauçuk ve kimya sektöründe sık kullanılan bir kelime kökü olduğunu, bu ibareye bağlı iltibas değerlendirmesinin doğru olmadığını, markaların kapsamlarında yer alan ürünlerin de farklı olduklarını, ayrıca başvuru konusu ibarenin birçok ülkede tescilli bulunduğunu ileri sürerek, davalı kurum ..."in 2014-M-16625 sayılı kararının iptalini istemiştir.
Davalı kurum vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, başvuru konusu işaretle müvekkilinin markası arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede benzerlik bulunduğunu, markaların kapsadıkları malların da aynı tür olduklarını, 556 sayılı KHK"nin 8/1-b maddesi koşullarının gerçekleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının başvurusunun "SUNPRENE" ibareli olduğu, güneş anlamına gelen "SUN" ibaresi ile kimya, kauçuk ve yapıştırıcı sektöründe sıklıkla kullanılan tanımlayıcı "prene" ibaresinin biraraya getirilmesi suretiyle oluşturulduğu, Türkçe"de yazıldığı gibi okunduğu, bir kısım tüketicilerin anlamını bilebileceği ancak kelimelerin bütünleşmiş olması sebebiyle anlamsız bir sözcük olarak algılanmasının daha yüksek ihtimal olduğu, davalının markasının ise "SOLPRENE" ibaresinden oluştuğu, "SOL" ibaresi ile "prene" ibaresinin bir araya getirilmesi suretiyle oluşturulmuş bulunduğu, "SOL" ibaresinin İspanyolca"da güneş anlamına geldiği, ancak Türkiye"deki ortalama alıcıların büyük bir kısmının bu işareti anlamsız bir sözcük olarak algılamalarının yüksek ihtimal olduğu, davacının "SUNPRENE" ibareli başvurusuyla davalının "SOLPRENE" ibareli markaları arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, zira marka ve başvuru konusu işaretin bir bütün olarak korunabileceği, karşılaştırma esnasında tescilli marka ile başvuru konusu işaretin parçalara ayrılarak incelenmesinin ve iltibasın bulunup bulunmadığının mücerret bir parçaya bağlı olarak yapılmasının mümkün bulunmadığı, ayrıca marka kapsamlarında aynı tür ürün ve hizmetlerin de bulunmadığı, başvuru kapsamındaki "işlenmemiş suni reçineler; işlenmemiş sentetik reçineler, işlenmemiş plastikler" ürünlerinin plastik imalatı, yapıştırıcı sektörü, boya ve vernik imalatı gibi alanlarda kullanılan hammaddeler oldukları, nihai tüketicinin satın aldığı ürünler olmayıp belli bir uzmanlığı olan kişilerin uzun süreli inceleme sonucu tercih edeceği ürünlerden oldukları, buna karşın davalı markası kapsamındaki "kauçuk, bu sınıfta yer alan sentetik kauçuk ve kauçuk yerine geçen malzemeler ve maddeler" ürünlerinin lastik emtilarının hammadeleri oldukları, bu ürünlerin de belli bir uzmanlığı olan kişilerin uzun süreli inceleme sonucu tercih edeceği ürünlerden bulundukları, sonuç olarak gerek işaretlerin farklı olmaları gerekse de ürünlerin tamamen uzmanlara hitap etmesi ve sektörlerin tamamen farklı bulunması karşısında başvuru konusu işaret ile redde mesnet marka arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, başvurunun kötüniyetli olduğu veya haksız rekabet yarattığı konusunda da herhangi bir emare bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ..."in 2014-M-16625 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı kurum vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı kurum vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı kurumdan alınmasına, 04/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.