17. Hukuk Dairesi 2019/5511 E. , 2020/5853 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesince verilen kısmen kabul kararına karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen Bölge Adliye Mahkememesi kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili müvekkillinin oğlu ve desteği ... Mayda"nın içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı şirkete sigortalı bulunan aracın yaptığı tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini, oğlunun vefatı sebebiyle müvekkilinin destekten yoksun kalma zararının oluştuğunu ileri sürerek, belirsiz alacak davası olarak şimdilik 6.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili bedel artırım dilekçesi ile 92.235,20-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili kusur dağılımının tespiti için uzman bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiğini, müteveffanın müterafik kusuru söz konusu olduğunu, varsa hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, 72.505,67-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş hükme karşı Davalı vekilince İstinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkememesince davalı vekilinin istinaf başvurusu esastan red edilmiştir. Davalı vekili bu kere temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
1-İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına,davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece tazminatın belirlenmesi için alınan 06.03.2018 tarihli raporda davacının tazminatının 72.349,87TL olduğu belirlenmiş, rapor taraflara usulune uygun olarak tebliğ edilmiş davacı vekilince işbu rapora karşı "müteveffanın babasının davadan önce vefatı sebebiyle anneden başka mirascı kalmadığı ve babanın destek payının anneye eklenmesi gerektiğinden bahisle" itiraz edilmiş,mahkemece davacının itirazının değerledirilmek üzere dosya ek rapor için bilrkişiye gönderilmiştir.02.07.2018 tarihli ek bilirkişi raporuna göre babanın payı anneye eklenmek suretiyle yapılan hesaplama sonucunda davacının destekten yoksun kalma tazminatının 92.235,20TL olduğu tespit edilmiştir. Bu kez ek rapora karşı davalı ... vekili "09.02.2018 tarihinde davacıya 87.338,00TL tazminatı haricen ödediklerini,tazminatın bu ödeme tarihindeki verilere göre hesap edilmesi gerektiğini ,ödeme günü itibariyle ödenen ile hesapalan zarar arasında ciddi fark var ise bu ödemenin güncellenmesi yani ödeme tarihinden hesap tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğini belirterek itiraz etmiştir. Anılan ek rapora davacı vekili itiraz etmemiş,dava değerini ıslah ederek 92.235,20TL destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur.Mahkeme davalı vekilinin işbu itirazı üzerine dosyayı yeniden ek rapor tanzimi için bilrkişiye
vermiştir. 24.10.2018 havale tarihli 2.ek raporda; bilirkişi kendi ek raporunun aksine mütevveffadan sonra vefat eden babanın payını davacı annenin payına dahil etmemiş gibi kök rapordaki 72.349,87TL tazminatı esas alarak Sigorta Şirketinin ödemesi 87.338,00TL olduğundan davacının tazminatının karşılandığını bakiye alacağının kalmadığını rapor etmiştir. Bu rapora göre davalı vekili davanın reddini savunmuş davacı vekili ise raporun eksik olduğu itirazında bulunmuş, mahkemece davalı sigortanın yaptığı ödeme ve güncelenmiş tutarı ve mütevvanın babasının ölüm tarihi dikkate alınarak yeniden hesap yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. 07.01.2019 tarihli 3. Ek bilirkişi raporunda bu kez davacının destektan yoksun kalma tazminatının güncel verilere göre 159.843,67TL olduğu ,Sigorta Şirketinin 09.02.2018 tarihinde yaptığı ödemenin hesap tarihine kadar güncellenmesi halinde 7.149,75TL işlemiş faizi ile birlikte toplam ödenen güncel tutarın 94.487,75TL olduğunu bu miktarın hesaplanan 159.843,67TL tazminatatn düşülmesi halinde bakiye tazminat tutarının 65.355,92TL olduğunu rapor etmiştir.
Mahkemece dava tarihinden sonra yapılan ödemenin faizinin destekten yoksun kalma tazminatından mahsup edilmeyeceğinden davacının ıslah dilekçesi de gözönünde bulundurularak hesaplanan 159.843,67TL zarardan ödenen 87.338,00TL düşülerek davanın kısmen kabulü ile 72.505,67TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Mahkemenin yargılama sırasında davalı tarafından yapılan ödemenin güncellenmeden tazminattan düşülmesi gerektiği gerekçesi yerindedir. Ancak hükme esas alınan 07.01.2019 tarihli hesap tarihindeki güncel verilere göre düzenlenen rapor usul ve yasaya aykırıdır.
Bu kapsamda Mahkemece yapılması gereken; tazminatın belirlenmesi için alınan 02.07.2018 tarihli birinci ek rapora davacı vekilinin itiraz etmediği, dava değerini bu ek raporda belirlenen 92.235,20TL üzerinden ıslah ettiği ,Davalı vekilinin de "09.02.2018 tarihinde davacıya 87.338,00TL tazminatı haricen ödediklerini belirterek itiraz ettiği,davacı vekilinin dosyada mübrez 02.02.2018 tarihli imzalı ibraname ile bu miktar tazminatın ödenmesi halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle davalı ...
Sigorta AŞ"yi ibra ettiğini belirtmesi ve dosyada mevcut dekontla davacı vekilinin hesabına bu miktar paranın 09.02.2018 tarihinde yatırıldığı, yapılan ödeme kadar (87.338,00TL) dava konusuz kaldığından, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve ıslah edilen miktara göre de bakiye tazminata karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.