21. Hukuk Dairesi 2013/3637 E. , 2014/4468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kahramanmaraş İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2012
NUMARASI : 2012/165-2012/705
Davacı, Kurum işleminin iptaline ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; usulsüz oda kaydı nedeniyle davacının bir kısım Bağ-Kur sigortalılığının iptalinden sonra, 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığından kaynaklı yaşlılık aylığını iptal eden Kurum işleminin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 106/2. maddesi ile mülga 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu hükümleri uyarınca sigortalılığına ve yaşlılık aylığına esas alınan ve davalı Kurum tarafından bilahare geçersiz sayılan oda kaydında sahtecilik yapıldığına ilişkin adli veya idari bir soruşturma olmadığı, davacıya yaşlılık aylığı bağlanması esnasında bu oda kayıtlarında Sosyal Güvenlik Kurumu görevlileri tarafından herhangi bir inceleme yapılmadığı, yapılacak inceleme ile davacıya aylık bağlanmaması gerektiğinin sabit olduğu, davacıya yersiz yaşlılık aylığı bağlanması iddiasına neden olan davalı Kurum personeli hakkında adli veya idari soruşturma yapılmadığı, davacının yaşı, sosyal güvenlik hukukuna hakim olan ilkeler ve davacının; davalı Kurumu yanıltıcı bilgi ve belge ibraz etmediği ve davranışta bulunmadığı veya bu yönde bir delil olmadığı dikkate alınarak; davacının oda kayıtlarının geçersiz sayılması sureti ile yaşlılık aylığının iptaline yönelik davalı Kurum işleminin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesi uyarınca yerinde olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile davacının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 106/2. maddesi ile mülga 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu hükümlerine tabi sigortalılık süresinin iptal edilmesinden kaynaklanan yaşlılık aylığının kesilmesine yönelik davalı Kurum işleminin iptaline, davacının, 25.12.2001-24.01.2012 süresi aylıklar toplamı 61.743,89 TL tutarındaki Kurum alacağından dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 14.12.1984 – 13.05.1985 tarihleri arasında taksi işletmeciliği, 17.03.2002 tarihinden itibaren de bakkallık faaliyetinden dolayı vergi kaydının olduğu, Türkoğlu Esnaf ve Sanatkarlar Odasına 20.10.1982 - 04.03.1988 tarih aralığında kayıtlı olduğu, sicil kaydının olmadığı, vergi ve oda kaydından dolayı 14.12.1984 – 04.03.1988 tarihleri arasında 3 yıl 2 ay 20 gün (1160 gün) 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalı olduğu, 09.09.1965 – 08.06.1998 tarihleri arasında 1913 gün 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğu, 14.10.1949 – 13.10.1951 tarihleri arasında askerlik yaptığı, bu sigortalı hizmetlerinden dolayı 25.12.2001 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, ancak davacının oda kaydının sahte olduğunun anlaşılması nedeniyle oda kaydına dayalı Bağ-Kur sigortalılığından bir kısmının iptal edildiği ve 1160 gün Bağ-Kur sigortalığının 149 güne düşürüldüğü, bunun neticesinde yaşlılık aylığının iptal edildiği ve davacıya 25.12.2001 – 24.1.2012 arasında ödenen 61.591,71 TL’nin borç çıkarıldığı, gerek davacı gerekse Kurum ve Türkoğlu Esnaf ve Sanatkarlar Odası görevlileri hakkında adli ve idari soruşturma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacının, Bağ-Kur sicil dosyası ile Kurum kontrol memurunun inceleme raporunun getirtilmediği, bu nedenle davacının Bağ-Kur giriş bildirgesi, ödediği primler ile diğer bilgilerin dosyada olmadığı görülmüştür.
Her uyuşmazlığın, dayandığı işlem veya olayların meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal kurallara göre çözümlenmesi gerekeceği ilkesinden hareketle yasal koşulların ayrı ayrı ele alınarak Bağ Kur"luluk statüsünün ortaya konması gerekir. 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Her ne kadar gerek davacı, gerekse de Kurum ve Türkoğlu Esnaf ve Sanatkarlar Odası görevlileri hakkında adli ve idari soruşturma yapılmamış olsa da şaibeden uzak geçerli bir oda kaydının bulunduğu kanıtlanamamıştır. Bu nedenlerle davacının oda kaydının geçerli olduğu ispatlanamadığı taktirde 14.05.1985 - 04.03.1988 tarihleri arasında zorunlu sigortalılık şartlarını taşımayacağı ortadadır.
Ayrıca davacının ne zaman Bağ-Kur sigortalı olarak kaydedildiği ve prim ödediği araştırılmadan davalı Kurumun geçmişe yönelik olarak primleri tahsil ederek bunu uzun süre kullanmasından ve bu durumun M.K. 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan söz edilemez.
Yapılacak iş; Kurum kontrol memurunun inceleme raporu ile davacının Bağ-Kur sicil dosyasının getirtmek, ne zaman Bağ-Kur sigortalı olarak tescil edildiğini ve ne zaman prim ödediğini tespit etmek, davacıya bağımsız faaliyetine ilişkin maddi delilleri olup olmadığını sormak, varsa bunları mahkemeye sunmak üzere davacıya önel vermek, davacının nakliyecilik yaptığı ileri sürüldüğünden bunları hangi araçlarla yaptığı, üzerine kayıtlı araçlar ya da başkalarına ait araçlara ilişkin kira sözleşmeleri, eşya nakil belgeleri trafik ceza makbuzları gibi belgelerin ilgili trafik şubelerinden ayrıca belediye, zabıta, maliye, muhtarlık marifetiyle davacının gerçekten kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının olup olmadığını araştırmak, bağımsız faaliyetinin bulunup bulunmadığını oda kaydının gerçek bir çalışmaya ilişkin olup olmadığını hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya koyduktan sonra karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.